3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1404
Okunma

baktım ki elmas gibi parıldıyor
varoluşun dayanlmaz hafifliği
avuçlarıma sığmadı kum taneleri
durup düşündüm
"bunlarla ne yapacağım"
cervantes’i okurken..!
-hey buraya dökün,dedim ellerime
güneşle karılmış harçları
-kaldırım yapacağım
bu öyle bir kaldırım olacak ki..
ay kokacak mesela harç çeken işçilerin yüzleri
deniz kokacak elleri
elleri özgür olacak
çiçekçi kadın çiçeklerini satacak
balıkçı umutlarını
çocuk,usulca tutacak yaşlı kadının elinden
kaldırımda çoğalacak
insan yanları
bu öyle bir kaldırım olacak ki..
mesela mavi gözleri olacak
gölgesi gökyüzü gözlerinin
aşkları öyle bir çırpıda
gelip geçemeyecek üstünden
....
fırıldak,halâ bir oyuncak olacak mesela
çıldıracak fırıldaklar (!)
-kötü huylarını getir iyisini götür-
kampanyası düzenlenecek kaldırımda
öyle kısa yoldan dönmesi olmayacak
köşe başlarının..
som aynadan taşları
öyle bir sırlanmış olacak ki
baktığında ruhunun yansıdığı
....
bir bakan bir daha bakacak
tutup kaldıracak kolundan
iyice ayağa düşmeden insanlığı
morena dağlarından
efil efil esecek rüzgâr
ayevinden martılar uçacak
hay evine kurban olduğum halesi
hani apaydınlık derler ya
işte öyle olacak kaldırım
ve manş kadar derin
isteyenin geçebildiği üzerinden
istemeyenin....!
yaşasın mahsun yüzlü şövalye
yaşasın kaldırımlar
yaşasın avantür..
nisan 2011 izmir
Sevilnur Durmaz
5.0
100% (5)