6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
3739
Okunma

Yıldırımdı pençesi miskin mahâl sarınca
Gürz göğsünü gülistan elmas olup yarınca
Yerden göğe yükselen itidâlde sürurlu
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Bir o kadar onurlu bir o kadar gururlu
Dik sırtında vâktiyle yücelttiği dirâyet
Sinesinde asuman kında kılıç bir âyet
“Asra yemin olsun ki insan hüsrân içinde”
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Serinliği umarsız geçmiş zaman göçünde
Gün yanığı alnında eriyordu ziyâsı
Eriyordu bembeyaz gül damlası rûyası
Velveleydi dillerde akıl almaz işleri
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Çam çırası iklimde sarımtırak dişleri
Kör feleğin çarkında siyah-beyaz cevrinde
Titretirken sıtması dar berduşluk devrinde
Arandığı adresler zağlı hançer burgusu
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Yüreğinde parmaklık neden niçin sorgusu
Giz yumağı hasrete ter içinde dolanıp
Dolanıp da ömrünce bulutlarla sulanıp
Dağlıyordu durmadan ağır aksak cefâsı
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Bir bardak su bir kelâm yakasında sefâsı
Silueti sevimsiz çatık kaşlar gömülü
Nakış tutan hırsında nice taşlar gömülü
İnce eller emeği sabrı dehre eşitti
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Sakalları toprağın aşkı ile reşitti
Dulda mekân seyrinde bâkir huylar zifafı
Coğrâfyası adımlık iki hece tavafı
Nice cevâd imândır nice cevvâl dokusu
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Göğü ağan tütsüde kır gölgeli kokusu
Meş’âlesi heyecan doksandokuz isimden
Her çizgide metanet kanatlanmış resimden
Çerçevesi çivisiz derme çatma yamalı
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Sığındığı makamda kâinatın hamalı
Bir yalnızlık nehriydi damarda kan boğumu
Çiçeklerin en nârin olanıydı doğumu
Umulmadık anlarda süzülüp de gelişi
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Dokunuşu ansızın ve bağırlar delişi
Durulmayan bir şahin oynaşıydı şakağı
Ve bir çığlık yağmuru kaplıyordu sokağı
Kuşluk vâkti telâştı ayaklardan bulduğu
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Kimdi kime kısmetti sararıp da solduğu
Ayıklanan pirincin yosunlaşmış taşının
İzâhında mahrumdu nefes sağan yaşının
Gün sayımı güneşsiz aydan yıldan kaygılı
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Dert ettiği dertlerin bûsesinde saygılı
Dalgın aklın yükünü taşıyordu boynunda
Pabuçları kırmızı aslan payı koynunda
Bütün yüzler sefildi besmelesiz ve kirli
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Tekil şahıs artığı cümlelerde zamirli
Ben olmuştum ilhâmın yalgın bir mey bâdesi
Ben olmuştum evhamın uyku hasmı vâdesi
Avucunda yüzondört çağın ferâh yolluğu
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Gülüşünde çağlayan bereketin bolluğu
Bir atımlık yumruktu suru tunçtan kaleler
Ak hırkası yırtılmış yeşillerde laleler
Tedirgindi bahardan çeperleri kalkandı
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Ve samîmi bakışı ruh inleten volkandı
Belki de en duygusal hayâllerin özünü
Belki de en hüzünlü emanetin közünü
Doluyordu beline çetin yollar öncesi
Bir meczûbun iğreti gülüşüydü görünen
Yutkunduğu yalnızca bıraktığı güncesi
Bir meczubun iğreti gülüşüydü görünen
Çetin yollar öncesi…
4 Nisan 2007 - Tarsus
Hakan İlhan Kurt
5.0
100% (11)