6
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1631
Okunma

Kalabalıktım
O yalnızlık dediğinizi gözlerime astım
İntiharları süslü
Çıplak kaldı avuçlarımda.
Kargaşaydım
Bir o kadar yalındım süslü dudaklarınıza.
O ağacın altındaydım vakitsizce
Şehirde kıyametler yükseliyor
Fabrikalardan isli dumanlar çıkıyordu.
Gözlerimi kirpiklerime asıp uzaktan izliyordum.
Telaşlarınız
Kahkahalarınız
Gözyaşlarınız ayaklarımın ucundaydı.
Gri bir kent resmediyordunuz uçurumuma
İnadınıza gülümsüyordum
Kahkahalarınızın içinde yeniden büyüyordum.
Ah çocukluğum...
Annemin sabır dediği en büyük erdem dudaklarıma örülmüştü
Suskunluğum bu yüzden.
Gecelerinize çığlıklarımla aşk atıyordum.
Anne!
Sabır onlara tuzak ve yasak
Bu insanlar hep ağlıyor
Kahkaha dedikleri gözlerinde ki irinmiş
Kentime bırakıp ıslatıyorlar.
Kalabalığın içinde yapayalnız bırakırken içimi
Bana telaşlı gülüşler kalıyor.
...
Kahkahalarımız bu yüzden yitik bir şehir gibi
Virane binaların arasında sadece kuşlar uçardı
Ve bulutlara benzetmeler bulmazdık.
Güneş bile uğramazdı penceremize
Yaşamak bu denli somurtkandı.
Yaşam
Lâl kahkahalar bırakırdı gecemize
Kentin üstünü süsleyen uçurtmalar kopuk
Uçamazdık.
Hayat soğuk kaldırıma uzanmış cesedin üstüne örtülen gazete kâğıdı kadar acımasız ve gerçekti.
.