7
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
2771
Okunma

İçimde ki çığlık siren seslerini severdi hep
Sol şerit müptelâsı olan ben, nasıl da hızla yol alıyordum ağrılarıma sarıldıkça.
Ah benim tatlı gülüşüm, sevincim
Ağlarken kulağıma, daha içli kaygılar büyütüyorum sana.
Pencerem ki şiddetli kavgaların gözlemcisi
Debelendikçe yeni bir karmaşa büyütüyorum
Ve bu yalnızlığım akla zarar, gel kurtar.
İçim bir deli yangın , bir deli fırtına
Say ki depremsin sekiz şiddetinde
Gelmeyince sen
İçim içime dert oluyor işte.
A benim sıcak seslim
Ah sevgili telaşım, şiddetli ağrım
Öylesine telaşlı akıyor ki zaman
Yarın dediğim dünle birlikte geçmişe gömülüyor.
Ne severdin begonvilleri
Düşünüyorum da
Ben hep dudaklarını sevdim, çünkü adımdı dudağın
Ve acıydı yokluğun
Şu kanayan avuçlarım varya, avuçlarım
- Öp de geçsin -
Yüzüm bazen düşüyor, cılız kırışıklıklarım yüzünden hep
Düşlerimin bir yarısı varlığının bağımlısı
Diğeriyse kaybedilmişliğin keskin ağrısı.
Gidiyor zaman, gidiyor
Adımlarım fakir, aksak, telaşlı
Dudaklarım ki savaşını veriyor hâla yitirilmişliğin
Sus!
Sus ki örtülsün yüzüm, gömülsün sessizliğime.
Çünkü benim dilim lâl
Ve dudaklarım yaşanmışlığın tadını bırakmıyor dimağıma.
Saat, bensizliği on-a kol geziyor
İçim kederini sarmalarken, ağzımda eriyen kahkalarım keyif
Sevgili rolüm, ne değerlisin u-mutsuzluğumun ayak seslerinde.
Ya Râb
Bu bende ki yitirilmişlik yeni bir sayfa açmıyor
Ve kapatmıyor kahkahalarım iç acılarımı
Ta ki sessizliğim kitap ayraçlarını öpene kadar.
Ben yalın, vahşi, kahredilmiş ve yitirilmiş günceme selam ederken
Kendimi izbe bir sokağa terkediyorum
Çünkü sokaklar sendi kimi zaman
Ürkeklik, korku sende sabitti
Bilirdim ya işte, adımlarım çoğalırdı yönüm sen olduğun sürece.
Diyorum ya hani bazen, ama bazen, her zaman değil
- öp’ de geçsin -
Şiirime sesiyle can veren Ali Mert Sevimli’ye çok teşekkür ediyorum.