5
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1488
Okunma

Sanki ölmek iki dudağının arasına sıkışmış bir palavra
Göz bebeklerin bedbaht uyanışını seyrediyor yüzüme yansıdığında
Zamanın acımasızlığı gibi hızlı ve bir o kadar imkânsızlığım kadar
Mucizesi olmayan yarına dolaştın.
Sanki sevmek avuçlarının nasırı gibi iç gıcıklıyor
Beni terk ediyor zaman
Ve sen keyfime keder olacak kelime kadar acizsin dudağımda
Umut gibi fakir
Ve bir çocuk kadar hakir varlığınla dolanıyorsun içimde.
Sanki umut yeni yetme sevdaların tutanağı gibi meçhul
Parmaklıkların arasında kol geziyor vicdan
O halde bende terk ediyorum göz bebeklerini
Çünkü göz bebeklerin hikâyelerimin yazılası cümlesi
Kapattım ve örttüm üstünü hiçliğimle geceye.
Ağlamakta gülmek kadar yalandı zaten
Ruhum ki gecenin hoyratlığını dibe vurmuş
İstesem de artık bağlanmaz gece sabaha.
Öyle ya her şey sendi bir zaman
Çivit mavi sessizliğinde martıların kucağına bıraktım kendimi de.
Şimdi zaman sen de bâki ve yaşamak iki dudağımın arası kadar hoyrat
Sanki
Dün gibi
Sessizlik gibi
Uyku gibi
Ağrı gibi meselâ.