11
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
4217
Okunma

Zulüm gibi bir şeydi yanlış hatırlamıyorsam
ruhum tren istasyonları gibi telaşlı
sağa sola kaçarken
gözlerim mutluluğun hürriyetiydi
bir zamanlar.
...
Kimseye söylemediğim
anne karnım vardı
geceyi uyutup
gündüze depremler büyütürdüm.
Çok sevdiğim de oldu
terk edip gittiğim de
En çok
telaşla uçuşan eteklerinin müptelasıydı kahkahalarım
ki onu da bir sabah
soğuk bir sokağa terk edilmiş buldum
Öptüğüm de oldu tükürdüğüm de.
Beni kaygılı gülüşümle hatırla çocuk
meskûn sokakların ruhuyla
bir de içime dert olan
daha kimliği oluşmayan özgürlüğümle.
Beni
eylül sabahının vurdum duymazlığıyla
yalnızlığıyla
bir de beni çok yaralayan
yokluğumla hatırla.
Mutluluğu
sokak aralarında unuttuğumuz oldu bizim
bir amacı olmayan
kendimizin yarattığı oyuncakları sevdik daha çok
çünkü plastik değildi kahkahalarımız
ve atsan da kırılmazdı kolu, bacağı.
Hürriyet adımız
yaşam biçimimiz sokaklardı
Bizi bir tek soğuk hava vururdu
ona da eyvallah deyip
avuçlarımızda hohlayarak ağırlardık.
Çünkü
elif gibi dik durmak adettendi bizim şehrimizde.