2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1364
Okunma

Yana yakıla topladığım
Savruldu gitti emeklerim
Ah ulan ah!
Kahpe dünyanın uşakları
Kaya gibi katı ruhlarınızı
Çok sevimli çehrenizi
Kütükte dirhem dirhem doğrasam
Gitmez Vallahi yüreğimdeki acı…
Ah ulan Ah!
Getiremiyorum geçen yılları
Ömrüm elinizde buz gibi eridi
Sermayesi çalınan tacir gibi
Karıştırıyorum eski defterleri
Her sayfada ihanet izleri
Silgiler silmiyor bu lekeleri
Bir ömür daha yokki,
Yok, sayam bu hüzün ve kederleri…
Ah ulan Ah!
Şarap yapıp kanlarınızı
Duble duble dağıtsam akşamları
Zevkle içip kuduranları
Almasa meyhanenin koltukları
Dindirmez Vallahi yüreğimdeki acıları…
Ah ulan ah!
Tarihin aşağılık yobazları
Utanır yazmaktan böylesi yamyamları
Ne gözleri doyar ne de karınları
Nerde bir garip varsa parçalar dişleri
Vahşi kapitalizmin yan ürünleri…
Ah ulan ah!
Az mı soluksuz gittim o yolları
Karlar erirken yollar uzadı
Bir rüya görür gibi
Yaşattınız bana bunları
Karunu batırır gibi
Size de insin Allah’ın azabı…
Ah ulan ah!
Zulmünüzü yaşatan megafonları
Bilinmez yere sokacağım günleri
Göreceksiniz,
Şenlik olsa da hayatınızın bu günleri…
Nasıl anlatsam bu kan emici vampirleri
Gece gündüz beslediğim gülleri
Çiçekleri koparıp yollara bıraktılar dikenleri
Gelen tepeledi giden tepeledi
Onca emek verdiğim yıllar oldu çakırdikeni…
Ah ulan ah!
Nereye kadar gider bunun nihayeti
Bir çocuk çıkarda kırarsa girdiğim çemberi
Ona okuyacağım sakladığım hikâyeleri
Herkes elbise görse de kralın üzerindekileri
Büyüttüğüm çocuk söyleyecek sizlere
Çıplak kralın tılsımındaki ürkekliği
Hey gidi yeraltı tacirleri
Lağım içlerimi sizin ticaret yeri
Aydınlığı sevmiyorsunuz gözlerinizden belli
Bulursanız boynu bükük birini
Köstebek gibi götürürsünüz elindekini…
Ah ulan ah!
Sizi gidi mezar soyguncuları
Zamanınızı boşa harcamayın akşamları
Amudu düşlerken nal boğazınıza tıkandı
Boş mezar bulun yaşamanız zorlaştı
Bilgin olanınız okusun gözümdeki noktayı
Ölmüş koyuna derisini yüzmek elem verir mi?
Gözümdeki ölümsüzlük
Enseleyecek sizleri
O gün çok yakın
Müjdeliyor her şeyin Rabbi
Aklınız varsa gözetlersiniz bir geriyi
Hangi zalimin zulmü payidar ki…
Biz sadece ıslah edicileriz demediniz mi?
Oysa bozguncular sizin mektepte yetişti
Doğuyor işte adaletin güneşi
Mektebinizin taşları
Bir bir sökülecek fecir vakti,
O gün göreceksiniz elimdeki zülfü karı
Yalvarmanın anlamı yok hak ettiniz bunları
Vurunca tuz gibi dağıtacağım omuzdaki kafaları
Orada da gülmek benim hakkım olmalı
Göremeyeceksiniz kanlarınızda yaptığım dansları
Dayandığım Allah anlatıyor bu müjdeli anları
O gün bir bir sokacağım uygun yere o megafonları!
Yıl:(24–25):01,2005
Saat:23.30—24.30
Çengelköy/İst.
EROL KEKEÇ
5.0
100% (1)