5
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1034
Okunma
sana gelmek için
cenneti bir bilmeyen geceye sordum
yapboz düşüncelerde birleşti adresim
hasret hecelerinin dağlarında
seni aradım
günün karanlık uğultularında
eşkiya düşün adımları
tutuldukça yüreğimin yokuşlarına
terli korkularımda güneş günahımdı
yorgun sabahlar sızlanan kardelenlerle
hiç hüznünü göstermeyen baharlara gitti
koyu takvimlerden düştü
gözlerime yağmalanan
kayboluşlar...
biliyorum az önce gölgeleri vardı beni dinleyen
eyvah
aydınlığı soyacak duvarlarıma çarpan karanlıklar
gece gözlerini giydirecek kırda gelinciklere
unutulucak bahçe yataklarında gövdeleri yeşillerin
sığınacak masalların mor ağızlı gemilerine
uyanan dalgalar
mayalanmış bir gürültü kopacak kıyılara
vermek istemesem de ellerimi/
yaşayacağım
saçlarımda kök salmış
eski zaman
doğumları
diren ateşin dilinde kurşun yüklü umutlar
bak
dön ve bak geriye
kentler küçük küçük taşınıyor gözlerime
yağmur bulutu çalınmış türkülerle tenime yağıyor
aşıyor uçurumları altın yüzlü çocuklar
sizi susana kadar uyutsam
ihanetler...
ne çok anlamadığım suçlar büyüyor ışıl ışıl avuçlarıma
kulaklarıma gidip gelirken rüzgarlar öldürüyorum kendimi
nasıl avutsam kendimi mühürlü kıyametler
taşlar gibi yıkılırken sevda
yaşama...
kıvrılmış dilimin ucunda ezber kelimelerim
nar ağaçlarının dallarında kekeme
masum bakan parçaları ay saatlerinde
sana geliyorum
ve...
sana gelmek için
cenneti bir bilmeyen geceye sordum
yapboz düşüncelerde birleşti adresim
hasret hecelerinin dağlarında
seni aradım
ulaşamadım
kalbimde selama durdu tüm fırtınalar
5.0
100% (9)