3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1050
Okunma

Seni düşünmek arpa orağa daldığında
Dünyanın sonu gibi seni düşünmek
Hardan gelir türkün soyu
Harmanda seni düşünmek
Seni düşünmek ekmek kokusu gibi
Ana kokusu gibi seni düsünmek
bir atlıkarınca
içim bayram yeri
yüzüm uçuşur saçaklarında
Ellerim tutuştuğunda
seni düşünmek bir ağacın dalında
Ağaçtan inmişim yere
Yapraklar ellerimde
Karşıda tepeleri dövüyor rüzgar
Bir dal gibi yaşayanın yaprak kadar hükmü var
Seni düşünmek bir orak yarası gibi
Arkasındayım gizli camın
bir şaşkın seyircisi günün
karanlığında oynadığım dramın
içi yanan anadolunun yerin
İçimde sümerlerden kalan
seni düşünmek sürûr ile
icat ettim yazgıyı
ve site devletlerini
yerli düşünmek için
yerleşemeyen yörük
sonra mısırda güneş tapınaklarında
aydan hesapladığım ışık
-23° de kasım
Ya da med cezirde
Yaldır yaldır gözlerin yatık
Yada yazın her mevsiminde gözlerin
Degsin yer yüzüne diye
Tapınaklar yaptığım
Eş zamanlı Aristoyla
anlamak için
köprüler kurduğum akıldan akıla
Parmaklarımın ucunda kalan kokusu yaprağının
botanik icat ettigim
yemyeşil çizgilerle bölünmüş
sıcak soylu bir ayrılık
seni düşünmek ağaçlar gibi
Kiraz sevdaya erdiğinde
Kırılan kanatları yapıştırmak gibi
Çocuklar ağaçtan düştüğünde
Sana gelecekten bir şeyler bırakmak için
fırlayarak yatağımdan
Gece beş aksam üzeri
Karanlığa dogru tükürmek
pencereye yapışarak
mavi gözlü çocuk
Çok okumak yazmak gibi değil
Yetiyor seni düşünmek
Okudukça atlamışım satır satır
Bir virgül aslında
böğrüme mahmuz sokulmuş
5.0
100% (3)