4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3129
Okunma

Hep yeni ağrılarım
Bağrına bıçaklar saplanmış
Yetermi savaş Tanrıların
ikinci sınıf yolculuklarım
her gece kapımı çalan ölüm
kavuşmaya adanmış
Türkü toplayacağım
Erciyes dağından
yollara alışmış ayaklarım
Tanrı dağlarındaki tapınak
Gül yüzlü nazlı yapıncak
içimi karanlıklara kazmasana
Bir umut ki maviye adaklı
Ayakların bağrına çivilide olsa
Bir ada var içimin en yeşil yerine gizli
hayat umuda mayalı
Saf metalden kafesim
bir baş ki göğe yakın olmalı
ama barbar ama şüpheli
takılarında gizli
nazar boncuksuz hayat
işlemeli gözyaşların
yollar çizeceğim kanatlarına göğün
yollarım dalgalı
denizlerde bogulmayacağız asla
Ufukta sallanıyor gemiler
Bir Vals ki şarapta dinlenir
Gül kokulu dudakların bûsede kararlı
yollar dereleri yakın eder denize
hayatki durgun derede gizlene
bütün yollar adaklı
Gümüş ay ışığını toplamak için
ciğerimi içen sigara kara sevdalı
topuklarının altında ezilmeye kararlı
Tanrılar muzaffer sende
Bir canavar umutki nefret ve kana alışmış
Yolu, mumdan düşüncelere karışmış
hep yangın gözlerle bakışmış
Fırtınada dinecekken
Buharlara alışmış
Meryem ana
görevini teslim ederken sana
barbarlaşmış aşk bende
umuttan gözleri kararmış perde
bir karakışki sanki damarımda
eylülü bıçaklamış katil
oysa duyarsız sakin hala
bütün zamanları katletmek sende
aylardan sen, günlerden sen
içimde bir böğürtlen
Kar yağarken bir yanıma
Bir yanım gök kubbede suskun hala
Uzun hava ağıtlı
Dökülüyor bulvarlara
bir karlı hava
Sarılıyor soğuklara
böğrüne bıçak saplanmışcasına
dudaklarının mühründe hüküm sürer sevda
ve kan can verirken hayata
güneşli saçlarım
yola çıkıyorum sana
5.0
100% (2)