6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3506
Okunma

ben bir zaman kaybıyım, beni bırakın hocam
düşlerimi kitaplarda aramaktan
ve anladıkça
açlık, sefalet ve torpilden
altı buçuk milyar insan
avrupa ve amerika hariç
açlıktan ölüyorlar hepsi
sokakta yatan insan 80 di strasburg da dün akşam
kendime uzaydan baktım dün
karınca kadar bile değil
koşuyor ha bire
bir karıncanın sırtına umarsızca basarsın
üzerime yürüyor birileri
Tanrım O senmisin ?
hangi çayır hangi denize dökülüyor bana ne,
ben siste boğulurken burda
mutluluk nedir onu söyleyin
çok sıcak bir aralık akşamı
gezindiğim deniz kıyısı
bana havuz problemi sormayın artık
yanıyor buzlarım aşka
bakışların çarpınca dalgalarıma
hiç düşündünmü hocam
bu yağmur damlaları neden bir birine dokunmazlar
yağmurda tanıdım oysa ben seni
yağmuruda onun için sevdim, kışıda
yağmur damlaları vurunca kapıya pencereye
bende derin bir güven beliriyor
polis bile koruyamyor beni o kadar
çepe çevreliyor beni kainat
oysa denizin ortasında rüzgarlar altındayım
bu hayat bilgisi ağır dersmiş hocam
keşke zorunlu değilde seçmeli olsaydı
hani istemezsen atıp yenisini alıyorsun
düşündüm, galiba
ben adam olamayacağım
madem her şeyin bir formülü var
mutluluk kaynasın kazanımda
katalizörü ben olayım
hasan iki salak osman dört
mutluluğu söylesin kimyan bana
kimyam feci halde bozuldu da benim
anlamsız geliyor dünya
kendimi kendimden çıkartıyorum sıfır kalmıyor
bu matematik bizi kandırıyor hocam
elde var cetvel
kulaklarımı çekiyor ellerin
tutmuyor hesapları kurallarının
Ne [o] kadar kesin ol
ne de [galiba] gibi çeliş
[Son] söylediğin yerde kalmalı
yeni bir [hoş geldin]e ölesiye [ç]alış.
Dün kazandığım parayla ekmek aldım
kimligimi koyup arasına
afiyetle yedim
yarını bu gün
sonbaharına bile yetiştim ben bu dünyanın
dün
yatırdım dizime hüznü,
okşadım saçlarını çocuğun
dünyamın uzağında bir gül,
ısırıp duruyor burnumu her gün
Bıkmış benden gramafon
çizik plak olmusum
hep aynı yörüngede dönsede dünya
gün başka gece başka
dört mevsim bam başka
sürekli batıya gidiyorum ama
hep doğudayım hala
zaman beni içiyor
ben sigaramı
her bakan gözde
utanıyorum tüten yalnızlığa
javelle çıkmıyor kokular
yıkamaktan bıktım
ışığı en güzel aldığım yerde
baş aşağı yaşıyorum ama düşmüyorum yere
Newton yalan söylüyor galiba hocam
bir gün aklımı bulamayacağım
negatiflerde kaybolup gidecek
bataklıkta bir nergiz
bataklık gazına dönüşecek
hani hiç bir şey yoktan var
vardan yok olmuyordu
ibrahime inen koyuna ne oldu
ismailin sırtında dünya vebali
ne var ne yok ?
ne var ! nede yok !
saatte 220 km hızla giden A trenin içinde ben
ve saatte 0 km hızla yerinde duran B duvarına doğru
acilen çarpma mecburiyetim ne olabilirki hocam
sen saniyede üç yüz bin km hızla ışığı arayan kadın
ben tozuna hasret bir enkazım dünyanın
birbirimize bir kaç aşk geç kalmasaydık keske
hep yanlış yollarda yorulmazdık böylece
bir ölürsem ki ölürüm
okyanusa barajlar kurun
yüzümü gecelere gömün
uzatsam ellerimi sana degmez bilirim
adı var kendi yoksa bende artık yokum
Allahı var kendi yok
Kendi var Allahı yok’sun
bir gün ölürsem çok istemeden
beni bir ağacın tepesine gömün
ama denize balkonu olsun
ellerimi böğrümden kocaman açın
bir şeylere sarılacakmışım gibi
üstümde hiçbirşey bırakmayın
yakın geri kalanını dünyanın
bir köpek başucumda
işesin duvarına doğru dünyanın
zaten bu dünya mal’ı
bi de türk mal’ı
ne nalı doğru
ne de mıknatısı çekiyor seni
ama annem n’olur ağlamasın
özlermi saçlarımı okşamayı
geri getirsin o zaman yağmur gözyaşlarım
dikine içilen hayatın
sevdalarını bagrına gömsün
kapatın bütün delikleri
sallayıp çukurdan beri beni
5.0
100% (3)