Bizde baba amca hiç olmadı
Savaş şehidi
İsmimi annem Ali koymuş
Babamın ismi
babam istememis ama annem öyle buyurmuş
birde küçük evimiz vardi köyde sakindi
ben annemin eteklerine asılı
nasıl elleri yanaklarımdaydı
tahta direkleri yaşlı ağaçları
bir koru zayıf,
çıplak bacaklarını gizlemeye çalışan
Ve akşam güneşi damlardı bacadan
camların ardında ciğerleri parçalanan
bir evki kapısı penceresi küçücük
başını uzatsan dışarı çıkmaz
mutlu mezarlık gibiydik iç içe
içimiz islenirdi ama
insan en güzel anları en küçük
aralıklarda yaşarmış

sonra bizim ev yıkıldı
anneme kızdım niye “Ali”
“oğlum” dedi 76 yaşındaydı
“ben hala babam beni öperken
Sakalları yanaklarıma batıyor gibi hissediyorum”
Evlendiginde bir kız çocuğuydu annem
selvi boylum

hatırlıyorum bir komşu kızı vardı
her cuma çiçeklerle giderdi annesinin mezarına
o soğuk granit taşı elleriyle parlatırdı
saksıların sularını değiştirir
yıkar temizlerdi
bir kaç dua da biliyordu hani
oysa bir gülse varya ağzı kulaklarına varırdı
babası ısrar etmis sevinç olsun diye
ama anne Özlem olacak demiş
oysa ben o mezarda onunla
uyumak dilerdim




Sonra büyüdük, o okul senin bu ülke benim
Yenmek istiyoruz kaderi
belçikaya yerleşymiş
duydum uyuyamıyormuş geceleri
küçücük bir kızı gibi babasız büyümüş
belçikaya yerleştiş
nefessiz ölür gibi uyuduğum geceleri bilirim
ama hafıza hep yakalıyor adamı
kaçılmıyor geçmişinden
geçmişe asılmısız
adağız hepimiz
bende baba özlemi
onda anne hasreti
bizi yerle bir etti
acı ülke tanımlıyormuş


gökyüzünde belirdi büyük meraklı göz
uzun sessiz akşam yemeklerini düşünüyorum
küçük mum ışığının geniş yansımasında
Tutumlu bez ve şayak perde üzerindeyiz
kenarda dizilmişiz
toprak üzerinde iki karınca misali
kesişmeyor yollarımız


içime düşman amansız ruh
mükemmel tanık, mükemmel hafıza
uzunca titreyen parmaklarımla dokunmak dilerim
derin yelelerinin hatırası ağırmı?


dolu eteğinde parfüm
Gömmek ağrıyan başımı
Ve soluk almak soluk, solmuş çiçekler gibi,
tatlı ölüm kokusu aşkımın

Uyumak istiyorum! yaşamaktan öte
ölüm kadar tatlı bir uyku,
yayayarım öpücükleri dizlerine
mayalanmış bakır gibi vücudunun teri

yutmak için hıçkırıkları
Hiçbir yer senin yatağın gibi değil
unutmak dudağında soylu alışkanlık
Ve nehirler akıyor dudaklarımdan

kaderim iste öyle zengin
başeğdim yazgıya artık dingin
uysal şehit yada masum mahkum
şevk ceza ile böyle müebbet oldu