14
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2662
Okunma

zaman dururken yıldızsız bir göğün kafesinde
küçük küçük aynalar açılır buğulu penceremde
kayıp bir şehrin sokaklarına ağlarken gözlerim
ay prangalar vurur dudaklarımın ağustos kavruğu lekelerine
dolanırken yüzümün atlasında yağmurun ılık nefesi
ve gece saçlarımdan tarar düşlerimin alını- pembesini
kara yazgıma boyun bükerken aşk
ortalığa saçılır haykırışlarımda seni seviyorum kelimesinin sırları
...//ahhh nerdesin ??
ellerime ayrılığın kınasını yakarken
beni suskunluğa sürgün eden sevgili
yüreğimin çıldırmış senli yanlarını çarmıha gererken
kadınlığım esir düşer gelmeyen vuslatın mor şafaklarına
...//ki ben !!
rutubet tutan bu sürgünde
yanaklarımdan süzülen inci taneleri ile besleniyorum
bilesin !!
...// korkma !! uzat elini
yalnızlıklarımın özüne bir sen bir parmak ucu hazan bırak
tarihinden çok sonra gelen adam
tenimin ayaz vurmuş coğrafyalarında artık adımların var
...//bırak !!
dökülsün yaprak yaprak hüzün takvimlerin kurumuş dallarından
ve kapı arasında sıkışan mevsimlerin kanadında kırılsın aşk
gecenin ayak sesleri çıtırdarken kapının ardında duran baharda
kilitleri açılmış yüreğime sesin hükmederken
alev alıyordu kokunda yanan kandiller
ve kollarında tütsülenirken hayallerim
ben seni aklımın çerçevelerine hapsetmiştim
...//şimdi sen özgürmüsün sevgili !!
kıyılarında ölü bir (( hüzün )) ü yaşatırken...
5.0
100% (17)