0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1576
Okunma
I.
bir damla gözyaşı seni bulur yığılıp kaldığın yerden,
sonra bir rüzgar bulur seni
şu ısınan ve ısınmakta olan dünyanın içinden....
iyiki bu düşteyim dersin
oysa hayat kısadır
tanımaya fırsat vermeden
bir sabah bakmışsınki uyanıksın
gözlerin fincan gibi açık ve şaşkın ikizine bakarsın,
birinin kapatmasını beklerken
fırtına çoktan kopmuştur
üstelik hemen yanıbaşında,
duyamazsın kıyammetin dehşettini....
II... şairler anlatırdı şiirlerinde bu dörtlüğü bir zamanlar
okuduğum zaman inanmak istemezdim
inanmak istemediğim gibi okurken gözlerimdeki gıcık bir tebessümle dalga geçerdim şairlerle...
oysa bir hakikatle alay ettğimin farkında değildim henüz...
şairler duysaydı beni affaroz edilirdim hiç düşünmeden..
III.
evimizin hemen dibinde yüzyıllardır bir nehir akar kendi sessizliğinde,
maviliğine gözlerimin kızıllığı yansımıştır
ölümün sırrına ipekten bir tül olmuştur
içimde boğulan failli meçulların kalem kıran infazcısıdır
o ne yanık bir türküdür,
dili olsa konuşsa kaç ölümden bahseder,
dili olsa konuşsa kaç yittik hikayeden........
iki kişiydik tadına varmak istedik bu şarabın,
daldık hatunilerin, medlerin ve asurilerin derin sularına
düşlerimize serinlik geldi,gözlerimize ise infazın kırmızı rengi karıştı
biri yok oldu
diğeri ise o gün şairleri anlamaya başladı......