2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1661
Okunma
sana dokunsam fırtına kopar biliyorum,
sana dokunsam bir kez değil,
bin kez ölürüm...
sana dokunsam düşlerim beni bir uçurumun kıyısındaki derin yarlara götürür,
patikaya bakamam,
yolu kırılmış cesetlere çıkar;
kadın figüranlar çoktur her sapağında,
hepsinin bembeyaz bir teni
tenlerinde şehvet,
şehvetlerinde intikam kokusu vardır,yani
yolu taşlıktan közdür
basamam,
ayaklarımın dibi katran karası bir göz gibi kurumlaşır
içinden cinayetler çıkar,
bedelini ödeyemem...
’’’sana dokunsam fırtına kopar biliyorum’’’’
teninde ayrılığın kokusu vardır,
göğüslerine masum tatminkarların
hüzünlü hülyası yaftalanmıştır,
her bir uzvunda sonu hüzünlü hikayeler vardır..
dervişler anlatır dururlar söylencelerinde
ilk iki mısrası kulağa hoş bir senfonidir
sonrası ise kıyammettir,
dokunamazsın,
bedeli ağırdır,ödeyemezsin...
5.0
100% (2)