10
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1896
Okunma

’Gün gördüm, günler gördüm
Seni gördüm şad’oldum’
Dinle ey yâr dinle ki, hâlis olsun meramı
Aç karnına bir koçu, dokuz cağa aş ettim.
Saldım söze kanımı, tuza bandım yaramı
Gündönümü şaşanı bin sürüye baş ettim.
Yazık kere yazık ki, ol ömrümü pûş ettim!
Haramîye dert oldu, burç tuttuğum kaleler
Soldu bir bir şevkinden dolun ardı hâleler.
Kırdan kıra rengârenk menekşeler, laleler
Bağışlayan toprağı, bağban hasmı taş ettim.
Yazık kere yazık ki, ol ömrümü pûş ettim!
Yarına mey doldurdum, kızılca tan yerine
İndi hançer burgusu sızım sızım derine...
Kara kuzgun yöresi, dağ sırtlayan erine
Kırk kocalı Hürmüz’ü, kırkbirinci eş ettim.
Yazık kere yazık ki, ol ömrümü pûş ettim!
Bir volkanı pusturdum, hazan ağan küllerden
Kor nefsimi körledim, kan kırmızı güllerden.
Doludizgin geçerken, suya hasret çöllerden
Kervan boyu deveyi, kum altında kuş ettim.
Yazık kere yazık ki, ol ömrümü pûş ettim!
Kurtbala’dan söz aldın, gayrı gitmez ağrına
Hasbıhâlde mısralar, hoş sohbetler bağrına
Şol kâbuslar yas tutsun, uyduğumda çağrına
İki gözüm bağladım, günü gece düş ettim.
Yazık kere yazık ki, ol ömrümü pûş ettim!
’Gün gördüm, günler gördüm
Seni gördüm şad’oldum’
yedişubatikibinaltı-tarsus
Hakan İlhan Kurt
5.0
100% (10)