Serzeniş! Bıçak sırtı seyirden, nicelerden!
Serzeniş! Meczûp derviş mekânı yücelerden,
Eskiyen metânetin titreyen makamına!
Serzeniş! En efsûnlu, en müzmin hecelerden
Mehtâbın bu sineyle çekilmez endâmına!
Eskiyen metânetin titreyen makamına!



Tomurcuk göz yalımı, dem bu dem sağı solu
Bir hançer kadar mağrur, dövüşken, deli dolu;
Kuşatır bir ihtimâl benzimde dehliz hükmü!
Misâli gözbebeğim, keşmekeş yalgın yolu
Serzeniş! Ayakaltı durduğum yer mi gök mü?
Kuşatır bir ihtimâl benzimde dehliz hükmü!



Değildir bir hurucun bin yıllık artığı kir;
Değil bu adaletten müstesna paslı zincir
Enginden bulut sağan göğsüme lime lime!
Evveli argın zifir, tebessüm ömre dair
Serzeniş! Yüreğimden çağlayan her kelime!
Enginden bulut sağan göğsüme lime lime!



Mesti ki kör bir uğraş nihâyet sefil ramda,
Nihayet milyon nergis sorgusuz ihtiramda;
Bembeyaz kanadında sapsarı hüznün rengi!
Gözlerle görülmeyen bu zâlim ihtişamda
Serzeniş! Cesâreti katleden kahrın cengi!
Bembeyaz kanadında sapsarı hüznün rengi!



Ufkum ki darağacı, yaftası delik deşik;
Fırtına öncesidir, zağlı diş meşki keşik
Derince yaralardan bugüne yansıyanı…
Serzeniş! Âşinadır, geçtiğim onca eşik,
Kapanan kapılarda tükeniş, kutlu yanı!
Derince yaralardan bugüne yansıyanı…



Muhabbet paramparça bir köle pazarlığı,
Muhabbet zevâhirî, hayâller mezarlığı
Zerrini meylim midir, bilmem ne taraftayım.
Serzeniş! Şom ağızlar, kem gözler nazarlığı
Bahtıma! Ne cehennem, ne cennet; A’raf’tayım!
Zerrini meylim midir, bilmem ne taraftayım.



1 Eylül 2008 / T A R S U S

Hakan İlhan Kurt