4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1176
Okunma

Nasıl anlatılır ki geçmişin aşk kalıntıları
kırk sevgilinin attığı taşı ben bile çıkaramazken
yüreğim şemsiyeli bir kadın yürüyüşünden geçer
kaldırımlarda eski gazel alıntıları
ıslanır göğün ağladığı yerde
kir pas içindeki kalifiye gönlüm
bastığım yürek çamursa
neyleyim aşkıma binayı
vücut sıska
ümit tırsak
ve gelecek günler pus kusuğu
yollarımda sisli zaman avuntuları
geçen gün
dün
bugün
dölümü kimde bıraktıysam
astarını istedi cinsel metaforların
aşka sevişken bir kimlik çıkardım
sebeplendim
kaç virgülle bölündüğü belirsiz olan vücutlardan
ama hep noktasını bekleyen bir kadın aradım
bir bıçağın konuşkan ağzı çıktı açığa
kırılmış zincirlerimin kınından
lale tadında açılmış kalplere üfleyerek gönlümü
tuvallerime meze olmuş sevgilinin
yüreğini sorguladım
oysa meçhuldü varlığı bile
ben meşgulken onunla
şimdi
pelesenk olmuş bir arayışın dili var dilimde
gün görmemiş sözcüklerin endamlı bakışı
ve üstüme silkelendikçe yaşamın bütün şeyleri
kalıntılarım diriliyor yeniden
içli bir rüzgar esnemesiyken sol yanım
zemheri gölgelerim sızlıyor geçmişe...
Nevzat KONŞER
Haziran 09
5.0
100% (2)