7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1668
Okunma

I.
Biz bir uykuyu bölüşmüşken rüyamızda
Az değildi tutku
Kastımız yoktu hiçbir bayrama
Öfkesi var diye gölgemizin
Silmiştik bir tomar kahırla
Su şarkılı bir yolda
Uçuyordu ayaklarımız
Lut kadar heyecanlı değilsek de
İlencimiz tamdı kemliğe
Mavi üşüdüğünde kalbimize sarılır
Korkusunu bizimle yenerdi yeşil
Zifiri bir aklıkla tutardık inancımızı
Kılıncın keskin yüzünde yürüterek gövdemizi
Mahşere sunardık varlığımızı
Her uzun ince bir sızıda
Tenimizi sıvazlardık birbirimizin
Repliklerimizi anımsayarak
Bir bir soyulurduk bedenimizden
Bir mucit gibi keşfederek kelamı
Mazeret yok bir hecelemeydi
Elimize değmemiş
Spotları ölmüş bin kederle
Değişmiştik ölmelerimizi
Derin sevişmelerimizle arlanarak
Kınından çıkarken efeliğimiz
Bir kıymık sağılırdı öte yandan
Acaba haklı mıydık
Yaşamak için bunca bahane varken
Ecelin eline sarılmaya
Yahşi değildi arkamızdan gelen zaman
Önümüzde koşan umut kadar
Aslında her nefesten sonra ölendik
Felsefesiz kaldığımız vakitlerde
Rötar yapan aklımızla
II.
İn ve sus
Çık ve koğuştur mutluluğu
Yorulsun her çiçek açılıp saçılmaktan
Körler çarşısında ayna satıyorken
Bir de ağlama duvarlı bir duanın yanında dururken
Söv derdi ceddimiz
Ağız dolusu söv yalana
III.
Şiir bir yalansa
Belim bükülene kadar yalan söyleyeceğim
İçimden geçen söz kervanlarına dur demeden