8
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1257
Okunma
Ö:
-Auschwitz’te söylenen Hatikvah-
Adın için çıktığım bütün yollardan
Bu acıyla döndüm.
S:
bezzaza sunulan iki adla
taze bir ölünün yeni ulaşan parmak uçlarında
söylüyorum yine şarkılarımı
ve söze girerek bir tar’ın kovuğunda
tanrılar böyle ağladı :
-pir tarî ye … ( çok karanlık…)
Ö:
( Ölüme bahşedilen adınla
Ayak izlerinin örtüsüne sığındık )
S:
peşinde olduğun kendi salgın yaraların …
açıklayamaz konuşkan ölüleri
iri gözlerinde yankıyan eski sözcük ve ben aralarında yapayalnız…
sebep bırakmayacak bana sunağın uğultusu
gövdeme yerleşen işaretler gibi
parçalanmış, incinmiş...
Ö:
-Gözlerim ağlarken büyür benim-
Masam ve kitaplarım büyür.
S:
ay yanığı sahtiyan gecelerde ardıl düşten öte neyim ki?
yongasında tutuşan sufi…
Ö:
Çayını içtin mi?
Sıcacık bir şeyle gidersin yanımdan.
Ellerimin soğukluğu kalır.
Yüzünün
Asla unutmadığım bir yerinde.
Böyle dedim:
Gözlerim nasıl unuturdu?
Camın arkasından yağmuru
Ve yalnız kendini gören
Bir çocuğum ben.
Allah’ım...
İncecik bir sesle gidersin yanımdan.
Kalır.
Adının siyah
Ve yalnız kokusu.
S:
erkenci çığlıkla soykırıma kar savuran yerkabuğu
sin şehrinin gizini de mi isteyeceksiniz?
göğsünü kavlayan kopuk ağaç dalı
yılan ıslığı …
sarıldım, öptüm onu
Ö:
( Çünkü bir tek ben dua ettim. Yazık! Adına değdikçe dudaklarım... )
Ben çocukken...
Senin adının harflerine kim dokundu?
Ö: Önder Karadeniz ( Kıyıdaki Adam )
S: Sema Güler
14.03.2009
5.0
100% (1)