0
Yorum
1
Beğeni
2,0
Puan
28
Okunma
Gece, Munzur dağlarının üzerine ağır ağır çökerken, vadilerde ince bir sis dolaşıyordu. Rüzgâr, kayaların arasından geçip eski bir dostun sesi gibi uğulduyor; her darbede insanın içindeki bir hatırayı yokluyordu.
Yalnız yürüyen biri vardı o yolda…
Yüzünde yorgun bir gölge, omuzlarında yıllardır taşınan bir özlem.
Dilo Wiso diye fısıldadı kendi kendine.
Bu söz, bir isim değil; bir çağrı, bir sızının diliydi. Çünkü bu dağlarda, bir zamanlar iki can vardı:
birlikte gülmüş, birlikte yol yürümüş, birbirine “canerê mı” diye seslenmiş iki insan…
Ama sonra yollar ayrılmıştı.
Nedenini ne dağlar biliyordu, ne rüzgâr.
Sadece kalpler biliyordu.
Yıllar geçti.
Ama eksiklik, bir gölge gibi peşini bırakmadı. Baktığı her yerde onların izi vardı.
Bir ağaç gövdesinde, bir taşın dibinde, bir suyun akışında…
Sanki Munzur’un suyu bile o gün daha soğuk akıyordu; her damla “Gelmezê…” diye mırıldanıyordu.
O gece kalbi sessizce kırıldı.
Ne bağırdı, ne dövündü.
Sadece içindeki o ince yer —kimsenin görmediği, kimsenin dokunamadığı yer— çatladı.
“Ocaxê mı tüter…” dedi içinden.
Bir insanın adı bile rüyaları titretiyorsa, o sevdanın ağırlığını sadece dağlar kaldırabilirdi.
Ve işte o gece anladı:
Ağlatan gökyüzü değil,
yağmur değil,
karanlık değildi…
Ağlatan,
sizde kalan o boşluktu.
O boşluk, kalbinin ortasında bir kapı gibi duruyor; kapı kapanmıyor, içi dolmuyor, adı silinmiyordu.
Bu ağıt, gidene değildi aslında.
Bu ağıt, arayan kalbe;
yıllardır sormadığı soruları kendine fısıldayan yüreğeydi.
Çünkü biliyordu:
“Ez wey her tim, her dem, her ro bıwana…
Ama siz, kalbimden hiç gitmezsiniz.”
Ve Munzur’un geceye karışan rüzgârı, bu sözleri duyar gibi hafifçe esti.
Sanki dağlar bile, o yüreğin acısına saygı duyup sustu.
Dilo wiso…
Gece çöker üstüme ağır ağır,
Rüzgâr vurur taşlara,
Her ses bir ayrılık gibi iner kalbime.
Canerê mı…
Çavê we ûnîya mı xo şikeno,
Her baktığım yerde
Sizin eksikliğiniz yankı olur dağlarda.
Way lo…
Munzur’ın suyu bile soğuk gelir bugün,
Sanki her damla
“Gelmezê” der,
Sanki yollar hep geri döner ama siz dönmezsiniz.
Dilo wiso…
Ez her ro şikayet nêkerdim,
Ama bu gece
Dilê mı kırıldı sessizce.
Sizin adınız geçince
Ocaxê mı tüter, rüyam bile titrer.
Canlarım…
We nêbî, rîyayê mı karanîk bıno,
Dünyayê mı yarım bıno.
Ez ke wey,
Sanki rüzgâr bile nefes almaz,
Dağlar bile susar…
Ağlatan ne gökyüzü,
Ne yağmur,
Ne gece…
Ağlatan
Sizsiz kalan o boşluk,
Qalbê mı dı rê, o derin yara.
Dilo wiso… canerê mı,
Bu ağıt size değil —
Sizi arayan yüreğedir.
Çünkü bilirim:
Ez wey her tim, her dem, her ro bıwana,
Ama siz…
Kalbimden hiç gitmezsiniz.
2.0
100% (1)