3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
112
Okunma
Bilmeni isterdim.
Yanında olunca içimdeki çocuğun sevincini.
Kalbimin kelebeklerini,
nasıl da hepsi aynı anda kanat çırpıyorlar,
öyle rengarenk, öyle masumca.
Uzun bir yoldan gelmiş de
eve varmışım hissini.
Seni görme ümidiyle yollar eskittiğimi.
Seni nasıl özlediğimi, sevdiğimi.
Ama hiç birini bilmiyorsun, görmüyorsun,
belki de görmek istemiyorsun.
Oysa sessizliğin içinde hep sesini duydum.
Ben sessizliğin kıyısında beklerken
sen uzakların gürültüsüne kapıldın.
Sen bilmedin ama her gün sana
şiirler yazdım.
Gülüşüne bir harf,
dudağının kıvrımına bir kelime ekledim,
her kelimede seni içimde büyüttüm.
Bakışında bizi aradım, biz oluruz sandım.
Oysa sen çoktan gitmişsin,
belki de hiç uğramadın kalbimin kapısına.
Belki ben hiç dokunamadım kalbine.
Belki sadece bir rüyadan uyandım,
sen sadece hayalimde vardın.
Belki de uyanmayı hiç öğrenemedim,
kim bilir.
Bir zamanlar içimde çiçekler açardı,
şimdi sadece sessizliğin kokusu var.
Kelebekler neşesini çoktan kaybetmiş,
çiçekler renklerini toprağa bırakmış.
Bir zamanlar bahar bahçe olan kalbim
şimdi ışıksız bir lunapark gibi,
dönmeyen bir atlıkarınca,
küskün bir salıncak.
Şimdi gidişin de gelişin kadar
sessiz ve habersiz oldu.
Seni anmak artık kalbimi yoruyor,
ama yinede adını unutmaya kıyamıyor,
yanımda hala gölgeni arıyorum.
Oysa bir yere gitmedim hala burdayım,
ama benden bu kadar kolay vazgeçmen
içime dokundu.
Ben seni hep aynı düşte sevdim,
ve bu gerçek olamayacak kadar güzeldi.
Kırgınlığım büyük;
ama bir ses etsen, bir adım atsan,
seni yine affederdim.
Yine yürürken gölgene eşlik eder
gülüşüne yeni bir şiir yazardım.
Kalbimin kapılarını sonuna kadar açar
seni yine en güzel köşesinde misafir ederdim.
Sen, sana yazılan bir şiir olarak kalmazdın.
Şimdi sen ve ben,
sessizliğin kıyısında kaybolan
iki uzak gölgeyiz sadece …
Lotuss’
02.12.2025
5.0
100% (4)