1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
190
Okunma
Canımın yarısı kaldı çocukluğumda.
Oysa, renkliydi masallarımdaki dünyam,
pembe pamuk şekeriydi hayallerim.
Değerliydi oyuncaklar,
rengarenk kalemler, kitaplar.
Hayal dünyamda mutlu prensesler,
aynadaki güzeller olurdu.
İnanırdım masallardaki mutlu sonlara.
Yetinmeyi bilirdim,
çok şey beklemezdim.
Çocuktum işte, kin tutmaz,
insanlardan nefret etmezdim.
İyi niyetim henüz yara almamış,
iyiliğe samimiyete inanırdım.
Beklemezdim sevdiklerimden ihanet;
şimdi düşününce
ne büyük aptallık.
Sonra büyüdükçe soldu renkler,
çekildi pembe bulutlar.
Ardından geriye mutsuz insanlar,
söylenen yalanlar, kırılan kalpler kaldı.
Mesela kimse beni pamuklara sarmadı,
saçıma papatyadan taçlar takmadı.
Darıldım, kırıldım
ama kimse gönlümü almadı.
İnsanları hep kendi kendime affettim;
can kırıklarıma kimse dokunmadı,
kendime sarılmak yine hep bana kaldı.
Görmedi içimin sızısını kimse,
silmedi gözümün yağmurlarını.
Bu kadar mı görünmezdim?
Bu kadar mı önemsiz?
Sesimin duyulmadığı yerde sustum;
sustuğumu bile kimse duymadı.
Sesim, kalbimin terk edilmiş
odalarında yankılandı.
İçime döndüm; döndüğüm yerde
içimdeki çocuğu aradım.
Çocukluğumu bulmam biraz uzun sürdü,
çünkü o da küsmüş, kuytuya saklanmış.
Karşımda hıçkıra hıçkıra
ağlayan hırçın ufak bir kıza rastladım.
Öyle küskün, öyle mutsuz ve umutsuz.
Kalbim kırıldıkça, cam kırıklarına basmış,
ayakları kesik içinde, canı yanmış.
Canının yanmasına izin verdiğim için
yüzüme bile bakmadı.
İşte o an içim acıdı;
çünkü ben de unutmuşum
o çocuğu herkes gibi,
bende onu terk etmişim.
Peki şimdi ben kendimi nasıl affedecektim?
Haklıydı; onun da yaralarına kimse dokunmadı.
Sonra aldım o korkmuş, küskün,
küçük kızı karşıma.
Yüzleştim onunla.
Önce ben uzun uzun anlattım o dinledi.
Sonra o anlattı, kavga etti, bağırdı çağırdı;
o anlattıkça ben dinledim.
O kızdı ben utandım;
ben utandıkça karşısında ezildim.
Ufaklık ne ara bu kadar büyümüştü?
Ben; ne ara unutmuştum onu?
Ne ara kapatmıştım kulağımı sesine?
Ve fark ettim;
o ağladıkça kırıldıkça ben susmuşum,
sustukça uğultular sesini bastırmış.
İçim burkuldu; canım bir kez daha yandı,
bir kez daha kanadı.
Özlemişim, en çok da o unuttuğum kendimi.
Sonra sıkı sıkı sarıldık, beraber ağladık,
lanet ettik can yaralarına,
canımızı acıtanlara.
Ağladıkça yaralarımızı sardık;
sardıkça iyileştik.
Artık kimse can kırıklarımızın
sebebi olamayacaktı.
İçimdeki çocuk beni,
ben kendimi affettim …
Lotuss’
25.08.2025
5.0
100% (2)