0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
83
Okunma
Bir soğuk öğleden sonra, beton bir şehirde,
Cebimde biriken sadece melankoli ve kir.
Otomatın camına vuran cılız güneşte,
Bir umutla uzattım o plastik kartı yere.
Fakat hayatın ekranı, keskin bir kararlılıkla,
Yine aynı acı cümleyi kustu önüme, şaşkınlıkla:
"Miktar yetersiz."
O an, bütün gürültüler sustu sanki caddede,
Sadece kendi yankım kaldı ruhumun mahzeninde.
Bakiye sadece bankada değilmiş meğer, anladım;
Eksik olan, biriktiremediğim zamanmış, heyecanmış.
Geleceğe dair çizdiğim o büyük, o parlak resim,
Şimdi iki kelimenin karasında boğulan bir sim.
Yetersiz bakiye... bir ekonomik tanım değil bu,
Bu, kalpteki boşluğun, ruhtaki yoksulluğun suçu.
Bir kahve alıp, oturup düşünecektim oysa ki,
Hangi köşe başında yitirdim ben bu yorgun takati?
Her yeni gün, bir borç gibi eklendi omuzlarıma,
Ödeyemedim; ne neşeden, ne de dünden kalanıma.
Çalıştım, koştum, ter döktüm o beton zeminlerde,
Fakat hayatın faizi, benden hızlı büyüdü ellerde.
Kesenin ağzı kapalı, ruhumun kapısı aralık,
İçeride biriken, sadece keder ve karanlık.
Yetersiz bakiye, sadece bir fatura ödeyememek mi?
Yoksa sevgiye aç kalmış, yorgun bir yürek mi demek?
Gözlerimdeki ışıltı, tükenmiş bir pilin son nefesi,
Dudaklarımda bir türlü kurulamayan bir tebessüm sesi.
Dostlukların çeki, karşılıksız çıktı o büyük günde,
Ne zaman bir dost eli uzansam, hep aynı acı düğünde:
"Vakit yetersiz."
Oysa çocukluğumda, avucumda biriken çakıl taşları,
Bütün dünyanın zenginliğiydi; ne büyük, ne gösterişli!
Şimdi biriktirdiğim, sadece kırık hayaller, ince camlar,
Ve telefonda bekleyen, ödenmemiş borçların çalar saatleri.
Her sabah, o soğuk titreşimle uyanmak zorunda kalmak,
Ve her gece, yarının yükünü bugünden omuzlamak.
Ey Yetersiz Bakiye, sen sadece bir sayı değilsin,
Sen, bu çağın hızına yetişemeyen, kırık bir kalpsin.
Biriken şiirlerin, yazılmamış mektupların hüznüsün,
Kaybedilmiş anıların, bulunamayan çözgüsüsün.
Ne zaman bir nefes almak istesem derin, temiz havadan,
Bana fısıldıyorsun: "Unutma, ödemen var zamandan!"
Fakat bu gece, bu yorgun şehirde, karanlık çökerken,
Karar verdim: Bu yetersizliği bir zenginliğe çevirmeye.
Yetersiz bakiye, evet, maddede fakir olabilirim,
Ama hayal kurmakta, umut etmekte ben hala bir padişahım.
Bankadaki o sıfırlar, kalbimdeki ateşi söndüremez,
Çünkü ruhumun kasasında, sonsuz bir aşk ve cesaret var, tükenemez!
Ve yarın, o plastik kartı bir kenara atacağım.
Çünkü en büyük zenginlik, bakiye değil, yaşamaktır; bunu anladım.