2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
134
Okunma
Yakasım var bu muhteva karanlığı;
Mum ışığına boğdurasım...
Ayağımda, babamın eski kundurası
Süründüğüm bir tütün kolonyası
Havalı olmak değil, eskimek istiyorum
Köşeli yırtık anne kiliminin bir köşesine
Dev suretler çizmek beynimde
Ve bir çizgi film eşliğinde çocuk kalmak istiyorum
Çok şey değil, aslında hiç şey değil
Samanyolu’na takılıp, galaksilere
Ordan ay ve yıldızlara ulaşmak...
Bunu sadece çocukken yapardım
Evden kaçacak kadar öfkeli olduğum gecelerde
İki parmağımın arasına yıldız koyup oynardım
Ardında ay’a ulaşır ve orda uyurdum
Ah , bir kez çocuk olsaydım;
Binbir türlü oyun uydururdum
Gocuğumun delik ceplerine bir kaç gazoz kapağı
Biraz yıldız ve umut bıraktım
Geceyi fikrimde yaktım
Oyun arkadaşlarıma ısmarlama gazoz
Bir sokak ve iki taş;
oyunda yenilmek en büyük telaş...
Hele bir de cuma günü oldu mu
İkindiye serinlik dokundu mu
Değmez ki keyfimize...
Bir kaç elma ağaçtan, bir - iki bilye cebimize
Sokaklara salıncak , dünyaya yelken
Gün daha erken...
Evin küçüğü olmak, biraz zor olsa da
Para üstü bize kalırdı; bir çikolata ve gülümseme
Samimiydi kaldırımlar; bulutlar, yağmurlar
Hatta yıldırımlar bile samimiydi
Düş kurmak vardı;
Bi’tek düşlerde kaybolmak bahardı
Bayramlık elbiseleri de unutmamalı
Baş ucunda tutmalı, ütülemeli ve katlamalı
İnsanlar samimiydi en önemlisi
Ama şimdi insanlar var sadece
Samimiyet, gönlü kırıklar ile çoktan yola koyuldu
Ve bu yol, arşa yükselen bir yoldu...
5.0
100% (4)