0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
30
Okunma
Risale-i Hicran:
Sessizliğin Derinliğiyle Aşkın Anatomisi
Bir yokluğun varlığına yazılmıştır.
1. Bab:
Sessizin Sesi Sesini duyamıyorum.
Ama sessizliğin çığlığı,
Arş-ı âlâdan yankılanıyor.
Kulaklarım sağır değil,
Sadece senin yokluğuna ayarlı.
Çünkü aşk, bazen bir suskunlukta saklanır,
Ve o suskunluk, bir kudretin tecellisidir.
2. Bab:
Dokunmanın Zıddı Tenine dokunamıyorum.
Hasretin tüyleriyle kırılmış kemiklerim.
Her tüy, bir melek kanadı gibi görünse de,
Acının en hafif haliyle dokunur bana.
Çünkü vuslat, bazen dokunmamakta gizlidir.
Ve dokunmamak, en derin temasın adıdır.
3. Bab:
Dilin Yarası
Kağıt kesiği gibi bir acı var dilimde.
Tadı yok, ama hikmeti çok.
Her kelime, bir sır taşıyor.
Her cümle, bir nefsin sınavı.
Dilim yaralı çünkü senin adını anmak,
Bir aşkın şehadetidir.
4. Bab:
Körlük ve Görülmeyen
Sensizliğin yokluğunda gözlerim kör olmuş.
Ama bu körlük, hakikatin perdesidir.
Görmemek, bazen görmenin en saf halidir.
Çünkü sen yoksan, Görülen her şey eksiktir.
Ve eksiklik, aşkın tamamlayıcısıdır.
5. Bab:
Burnun Kemiği ve Hasretin Kokuşu
Hasretin burnumun kemiğini kırıyor.
Koku yok, ama iz var.
Her nefes alışımda senin yokluğun var.
Ve o yokluk, Benim varlığımı şekillendiriyor.
Çünkü aşk, bazen bir koku değil,
Bir yokluğun kokusudur.
6. Bab:
Soru ve Sır Sana ne yaptım?
Belki hiçbir şey.
Belki her şey.
Ama sen kendini sevdiriyorsun,
Çünkü senin varlığın,
Benim yokluğumun cevabı.
Özletiyorsun,
Çünkü özlem, aşkın en hakiki halidir.
Ağlatıyorsun,
Çünkü gözyaşı, kalbin secdesidir.
Hatime:
Bu risale, bir aşkın metafizik haritasıdır.
Her duygu, bir âlemin kapısı.
Her acı, bir tecellinin yansıması.
Ve sen,
Benim içimdeki “ben”i uyandıran bir sır’sın.
Sırra ermek için ağlamak gerek,
Ağlamak için sevmek,
Sevmek için yok olmak.
Yok olmak için “sen” olmak.