0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
41
Okunma
Ben o gün, sanki kaşıkla cam kırıkları yutuyordum…
Her yutkunuşumda içim kesildi, dilim kanadı, kalbim sessizce parçalandı.
Sen sessizdin, ben yanıyordum.
Şimdi soruyorsun ya, “hakkın helal mi?” diye…
Söyle bana, insan kendine acı çektirene nasıl helal eder yüreğini?
Ben o gün canımdan vazgeçtim, sen sadece geçtin.
O an, bir yudumda bin hatıra boğazıma düştü,
her nefeste senin adın kan gibi içime karışıyordu.
Kırıldım, içime attım, kimseye anlatmadım…
Çünkü ne desem, senin umursamazlığında yankılanıp geri dönecekti.
Ben seni, kalbimin en savunmasız yerine koymuştum,
sen oradan geçtin, iz bile bırakmadan.
Ben kırıldıkça içim çığlık attı,
sen dinledikçe daha da uzaklaştın.
Geçecek sandım…
Zamanın unutturacağına inandım, ama her geçen gün biraz daha battım.
Her şey durdu, ama içimdeki yangın hiç sönmedi.
Bir gülüşün kaldı aklımda, bin acıya denk.
Her hatıranda kalbim aynı yerden kırıldı,
her kırıkta biraz daha sevmekten korktum.
Ben seni, en çok hak etmediğin hâlinle bile savundum.
Kendime rağmen, kalbime rağmen…
Ve şimdi diyorsun ki “helallik”…
Ben sana sevgimi verdim, inancımı verdim,
ama sen onları bile hak etmedin.
Ve bil istedim…
Ben senden gitmedim, sen benden kaldın.
Ben o gidişi her gece yeniden yaşarken,
sen bir daha hiç dönüp bakmadın.
Zamanla unutulur sandım, ama unutmamak bile senin mirasın oldu bana.
Her yerde senin sesin yankılandı,
sokak lambalarının altında bile yüzünü aradım.
Bir şarkı çaldı, kalbim durdu,
çünkü her notası senin adını fısıldadı.
Beni en çok sensizlik değil,
senin beni bu kadar kolay unutuşun yaktı.
Bir gün dönersen, bil ki aynı yerde bulamazsın beni.
O eski ben kalmadı…
Her kırgınlığın, her gece, beni başka birine çevirdi.
Artık gülüşüm bile temkinli,
sevdamın adı bile yarım.
Ben seni unutarak değil, alışarak kaybettim.
Her eksilişin bir alışkanlığa dönüştü içimde.
Bir bakışınla başlayan her şey, bir gidişle bitti.
Ama ben biten yerde bile seni aradım.
Çünkü her şeyin suçlusu sen değildin belki,
ama bütün yaralarımda adın yazılıydı.
Ne zaman gözlerimi kapatsam,
bir yanım hâlâ seni arıyor o karanlıkta.
Bazen kalabalıklar içinde bile sesini duyar gibi oluyorum,
ama dönüp baktığımda kimse yok.
İşte o an anlıyorum;
senin yokluğun, varlığından bile daha gürültülüymüş.
Bir gün gelir, sen de anlarsın…
Hiç kimsenin içinden çıkamadığı bir kalpte yaşamanın ağırlığını.
Bir gün sen de seversin, benim kadar derin,
ve o zaman anlarsın:
Ben neden gitmedim, neden hâlâ içim kanıyor.
Helallik mi diyorsun hâlâ?
Ben seni affetsem bile içimdeki yangını kim söndürecek?
Ben seni unutsam bile, kalbim o ilk haliyle nasıl yaşasın?
Sen bende kalmayı değil, unutulmayı seçtin.
Ama ben, seni unutamadığım her gecede biraz daha kendimden gittim.
Artık içimde ne sitem kaldı ne umut,
sadece seninle yanıp, sensiz kalan bir yürek var.
Senin adın geçince bile acıtan,
ama hâlâ seni sevdiğini söyleyemeyen bir yürek…
Ve sonunda anladım…
Bazı vedalar bir kelimeyle değil, bir ömürle sürüyor.
Sen gittin, ama ben hâlâ oradayım —
yutamadığım cümlelerin, yarım kalan sevgilerin ortasında.
Helallik mi diyorsun?..
Ben sana hakkımı değil, canımı verdim…
Ve sen, onu bile geri getiremeyecek kadar geç kaldın.