11
Yorum
33
Beğeni
0,0
Puan
357
Okunma
"
yumruklarım aynalarla kan davalı
ellerim duvarlara hasım
belim
büklüm büklüm nicedir
"
cüssesiz tarihimin
her yanı abluka
her yanı yaygara şu sıra
ölgün ömrümün
önü ardı kahır
yaşamak
gözleri âmâ
kulakları sağır
umuda dinsiz şahit
araf hak getire
kadehin yanındaki küllükte tütüyor hâlâ
külü intiharın eşiğindeki sigaram
sigaram ki
acılığı
acılarımı sindirecek kadar harlı
...
{hayatı
kazanmak için bir savaş olarak görsek de
kendimizi görkemli bir kahraman
en yenilmez
en vazgeçilmez zannetsek de
kaybettiği şey çoğaldıkça daha bir hafifliyor
çabuk kabullenip alışıyor insan
daha bir özgür hissediyor kendini
sonra bakıyor ki
bir darbe daha
bir darbe daha
bir darbe daha
meğer
hiçbir zaman ilaç olmuyormuş zaman
meğer
yeni yeşeren acıların sızısı
eskisini gömüyormuş
kalbin en dip noktasına
meğer
ateşte harlansa da
hissetmiyormuş acıyı
hissetmiyormuş yüreği}
...
"
Ben gezdikçe yalnızlığın kucağında
kaybolur umudum bir avuç hiçlikte
"
o hiçlik ki
dört duvar penceresiz
arabesk bir mahpusluk
çatısının üstü yıldız dolu
mahkumun görmediği
{Paslı demir kapının altından seğirten rüzgâr uğultusunun itelediği tozlu hava, baygın ışık ve kimi telaşlı, kimi ürkek adımlarla yer yer geçip giden gölgelerin ayak sesleri dışında, hayatı hatırlatan tek şey, yan zindandan gelen: “Beni vur! Beni vur! Beni vur!” Diye feryat eden öbür yanımın çığlıkları…
Damarlarımda büyümeye meyletmiş şımarık, piç kurusu detone ve madeni bir yalandır çoğu zaman gerçeklik…
Çünkü ben neyi, ne şekilde anlamak, anlamlandırmak istiyorsam öyle anlasam da hayatı -ki hayat benim hayatımdır, benim için vardır- yine de bildiğini okur o... İnsanı ters köşeye savuracak kadar gafildir.
Oysa ben gibi bir kör için hayatı anlamak; gökkuşağına dokunamayıp, içindeki renklerden hangisinin mavi olduğunu anlamaya çalışmak kadar ahmakçaymış}
...
"
var olmak şimdiye tekabül eder daima
öncenden de vardı
sonranda da var olacak yaşamda var olmak
ben varken de yokken de
"
gel gör ki
aynalardan kaçarken
gece yarıları yakalandığım
o suratsız vitrin camlarındaki ben bile
tıpkı gün geçtikçe uzakta kalanlar gibi
geçmiş günlerini yaşamış
anılarım gibi tıpkı
yabancı geliyorum artık bana
...
artık
hiç olmadığım kadar mülteciyim
hiç olmadığım kadar hiçim kendime
en az hayat kadar hiç
"""
neyse ki gözüm arkada kalmayacak
çünkü biliyorum ki
yalnızlık da gömülür
yoldaşıyla toprağa
""