0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
53
Okunma
Bir zaman vardı, gölgeler bile konuşurdu
Şimdi hepsi duvarlarda dondu kaldı.
Adını fısıldasam yankı bile geri dönmüyor,
Karanlık, sanki bana küsmüş gibi.
Pencereler bu gece soğuk,
Camın ardında bir şehir ölü gibi.
Bir ses bekledim senden
Ama rüzgâr bile geri dönmedi.
Gecenin ortasında bir nefes gibi adın,
Söylesem, kırılır havanın sessizliği.
Ellerim boş, kalbim yorgun
Ve ben hâlâ seni unutmamış gibi.
Bir mum yaktım ama alev titriyor,
Küller bile suskun bu evde.
Belki de aşk, kendi küllerinde boğuldu,
Belki de biz, kendi gölgemize yenildik.
Gölgeler bile suskun bu gece,
Ne ışık var, ne yankı, ne ben.
Sadece boş bir odada adın
Ve yankısı kaybolmuş bir “keşke”.
Belki de hiç bitmedi bu sessizlik,
Belki de biz sustukça büyüdü.
Bir bakışın kalır içimde,
Zamana direnen bir yara gibi.
Sözcükler karanlığa çarpar, geri düşer,
Hiçbiri seni anlatamaz.
Susmak en doğru dua belki de,
Çünkü her kelime seni eksiltir biraz daha.
Bazen düşünüyorum;
Aşk sessizliği mi doğurur, yoksa sessizlik mi aşkı bitirir?
Cevabı bulamıyorum…
Sadece gölgeler var
Ve onlar bile suskun bu gece.
Artık konuşmak istemem,
Çünkü her söz biraz daha uzaklaştırıyor seni.
Bir karanlık kadar yakınım,
Bir hatıra kadar yabancı.
Gölgeler bile suskun
Ve biz, belki çoktan sustuk onlarla.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(27 Ekim 2025)