1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
55
Okunma
Herkese yetiştim bir ömür,
Bir kendime geç kaldım…
Yolunda harcandım,
Dönüp ardıma bakınca, kimse yok — sadece yıkıntılarım kaldı.
Emek verdiklerim sırtımdan vurdu,
Nankörlükleriyle ellerim kirlendi.
Ben sustum, içimdeki çığlık boğuldu,
Arş ağladı da, duymadı çürük yürekler.
Velhasıl, zaman gecikti,
Ömür, avuçlarımda kül oldu.
Bir sigara dumanı gibi dağıldı hayallerim,
Kendimden bile soğudum, adımı unuttum.
Gönlüm harap, umudum virane,
Ne bir dost kaldı, ne de sığınacak liman.
Kendimi bulmak istedim,
Ama aynalarda bile ben yoktum, ben yandım.
Sustum, çünkü anlatmak faydasızdı,
Kimse anlamazdı, herkes kendini haklı sanırdı.
Oysa ben sadece sevdim — fazlasıyla, hesapsızca…
Bir gönül koydum ortaya, değeri olmadı.
Düştüm, kimse elimi tutmadı,
Tutmak bir yana, üstümden geçtiler sessizce.
Bir zamanlar can dediklerim,
Şimdi adımı duysa yollarını değiştiriyor.
Zaman zalimmiş, öğrendim.
Sevgi de öyle — ömürden eksiltiyormuş gizlice.
Bir tebessüm uğruna yıllar verdim,
Şimdi yüzümde kırışan çizgiler o gülüşlerin bedeli.
Kalbim, yorgun bir mahkûm artık,
Ne sevilmek ister, ne affetmek.
Yalnızlığa alıştım diyorum kendime,
Ama geceler inanmıyor, hâlâ senin adını anıyor.
Artık ne sevda inandırıyor beni,
Ne umut kapımı çalıyor gece yarısı.
Bir yanım hâlâ bekliyor seni,
Bir yanım çoktan gömmüş o hissi.
Yürek, nasır tuttu
Gözyaşlarım bile küstü.
Kırıldım, döküldüm, sustum bin kere,
Ama kimse duymadı içimin ağlamaya doymayan sessizliğini.
Belki de kader buydu;
Ben herkese yetişecektim, kendime geç kalacaktım.
Velhasıl, zaman bitmiş, ömür hiç olmuş,
Ve ben...
Kendimden geriye sadece acı bırakacaktım.
5.0
100% (2)