Gönül sevdasına düşmüş bir garip yolcu,
Yollar uzun, geceler sessiz, içimde kor bir tutku.
Hasretle yanar yüreğim, aşkın deli rüzgârında,
Bir adım ona, bin yara bana, savrulurum zamanın kıyısında.
Özlemle örülmüş yıllar, kıskançlıkla kararmış anlar,
Sevgiye aç bir kalbin çırpınışı, sessiz feryatlar.
Gençlik bir düş gibi kayıp, hayaller solmuş baharda,
Masum sevgiler gömülü, hatıralar suskun mezarlarda.
Gözlerim yağmur gibi, her damlası bir veda,
Vefasızlık dokunur içime, bir dostun yokluğunda.
İçkiler biter masada, ama hüzün hep taze,
Muhabbetler yavan, kelimeler yorgun, gönlüm hep naçar hâlde.
Ararım o masum sevdaları, çocukça gülüşleri,
Hatıraların yankısı, kulaklarımda bir çığlık gibi.
Yüreğim parçalanır her sesle, her sessizlikte,
Mazide kalan o sevgili, şimdi hangi hayalin içinde?
Kaybolan yıllar, geçip giden gençlik günleri,
Kelimeler yetmez artık, anlatamam kimseye beni.
Gönlüm yorgun, ruhum yaralı, özlemle geçer her gece,
Mazideki o masum aşk, hâlâ içimde, hâlâ benimle…