0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
53
Okunma
Aynalar kırıldı, düşler savruldu,
Her parçam bir başka gölgeye dönüştü.
Kırık camlarda kendimi aradım
Ama ben, hep biraz eksik çıktım.
Bir yüzüm sustu, diğeri konuştu,
Her yansıma bir sır fısıldadı bana.
Suskunluk, bir melodinin sessiz notasıydı,
Kırılmanın içinde yankılanan.
Adımlarım çakıldı taşlı bir yolda,
Her adım, kendime dokunan bir izdi.
Kendimden uzaklaştım, yakınlaştım,
Bir aynadan diğerine savruldum.
Gölge gibi dolaştım gecenin içinde,
Kırık camlar yıldızları taşıyordu.
Her parça bir ışık kırıntısıydı
Ama tamamlanmamış bir geceydi.
Bir zamanlar ben vardım, şimdi parçalar,
Her biri ayrı bir haykırıştı.
Ama ben, bütünlüğün hayalini kovaladım
Ve her kırılmada biraz daha büyüdüm.
Sessizlik öyle derindi ki,
Her nefesim bir yankıydı içimde.
Kendi içinde kaybolan bir şiir gibi,
Kırılmanın melodisi kulaklarımda çaldı.
Bir aynadan diğerine geçerken,
Gözlerim gördü, kalbim anladı:
Kırılmak, kaybolmak değilmiş,
Tam tersine, kendini bulmakmış.
Parçalar birbirine fısıldadı,
Bazen tanıdık, bazen yabancı bir sesle.
Ama her biri bir benliği gösteriyordu
Ve ben, her defasında yeniden doğuyordum.
Gecenin koynunda bir ışık belirdi,
Kırık camlardan süzülen umut gibi.
Her parça bir kapıydı bana
Ve her kapı bir şiir başlatıyordu.
Kırılmanın şiiri, suskun bir ezgiydi
Ama o ezgi, beni ben yaptı.
Her parçanın içinde bir anlam saklıydı
Ve ben, parçalanmış bir bütün oldum.
Şimdi aynalara bakıyorum,
Her yansıma bir başka benliği taşıyor.
Ama korkmuyorum artık kırılmaktan,
Çünkü her kırık, bana kendimi hatırlatıyor.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(19 Ekim 2025)