3
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
245
Okunma
bu sabah
göğe şiir astım
kurusun diye
kurusunda
acı nedir
görsün diye
sonra iki boş kadeh ve
bir sürahi aşk koydum masaya
aşk
içmeden sarhoşluktur
bilmeyen varsa bilsin diye
ki zaman
kimsenin adam gibi içmeyi bilmediği bir zamandı
kimileri
içmeden cehennemi yaşatıyor
kimileri de
içince kendini feriştah sanıyordu
kelimeler pas tuttu dudaklarımda
sözcüklerim kan kustu da
cennetinde
cehenneminde
kalbimizin yedi kat dibinde olduğunu
kimseye anlatamadım
bir gün
ellerinde ki boş tencereyi
illegal bir pankart gibi
göğe kaldıran çocukları gördüm
ben sandım ki
onlar da şiir asıyor göğe
meğer acı asıyorlarmış
saf acı…
sonra gök yarıldı
tonlarca bomba yağdı
o sürme gözlü çocukların üstüne
öldüler
birer birer
onar onar öldüler
kiminin elinde bez bebeği
kiminin cebinde mavi cam bilyeleri
kiminin de elinde de
boş bir tencere…
o günden sonra
sözler dilimde küle döndü
vaz geçtim
insanlara
insan olmanın güzelliğini anlatmaktan
vazz geçç timm
ve bir akşam üstü
güneş batarken
güneşe astığım şiiri
indirdim gökyüzünden
o gün bu gündür
su döküp
ekmek kokusu sürüyorum şiirlerime
belki bir yerde bir çocuk okurda
temiz su niyetine içer
sıcak ekmek niyetine yer diye
5.0
100% (10)