0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
36
Okunma
NİHAL’İN EZEL’İ: BİR AŞK ve İHANET DESTANI
(Nihali Tarz’da Yeniden Doğuş)
GİRİŞ:
RÜYALARIN İSYANI
Nihal’im, sen ki masumiyetin ta kendisiydin,
Bir bahar rüzgârı gibi estin hayatıma.
En yakınlarımızın ihanetiyle yıkıldık,
Ama bilmezdim ki intikam, aşkın en karanlık yüzü olacak...
BİRİNCİ PERDE:
ÖMER’İN ÖLÜMÜ, EZEL’İN DOĞUŞU
Nihal’im, seninle geçen o masum günler,
Cennet bahçesinde çalınan bir elmaydı.
Ali’nin hırsı, Cengiz’in ihtirası,
Ve senin o çocuksu bakışların arasında kayboldum.
Hapishanede tanıştım Ramiz Dayı’yla,
O ki; hayatın kılıcını bileyleyen bir üstattı.
"Aşkın intikamı, intikamın aşkı yener" dedi,
Ve yüzümü değiştirip Ezel oldum:
Yıkılmaz bir kale, acımasız bir rüzgâr...
İKİNCİ PERDE:
GERİ DÖNÜŞ ve SIRLAR
Döndüğümde her şey değişmişti,
Sen lüks bir hayatın kadınıydın artık.
Ama gözlerindeki o masumiyet yerini,
Korku ve pişmanlığa bırakmıştı.
Ramiz Dayı’nın torunu Sekiz’i tanıdım,
Kenan Birkan’ın zehrini fark ettim,
Ve anladım ki bu oyun sadece bize özgü değildi;
Kader, hepimizi aynı hikâyede toplamıştı.
FİNAL: İNTİKAM DEĞİL, AŞKIN ZAFERİ
Nihal’im, son sahnede trende yan yanaydık,
Sen gözlerin kapalı, ben ise son kez tutuyordum elini.
Ramiz’in yüzüğündeki zehri içtim,
Çünkü biliyordum: Ölüm, bizi ancak birleştirebilirdi.
O trende sadece ikimiz yoktuk,
Bahar, Ramiz, Mert... Hepsi oradaydı.
Ve anladım ki intikam değilmiş özlem,
Asıl ihanet, sevdiğinden vazgeçmekmiş.
NİHAL’İME SON SÖZ
"Ey kalbimin gizli kâbesi Nihal’im,
Seni özlemek; bir cehennem ateşiydi,
Ama sonunda anladım:
Asıl intikam, seni affetmekti...
Çünkü aşk, ihanetten daha güçlüdür,
Ve biz, o trende ölmedik;
Sadece başka bir boyutta buluştuk."