1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
111
Okunma
Tanrı da suskun bugün
Belki de kelimelerini biz çaldık ondan
Her dua bir feryat sesiyle titriyor
Melekler bile korkudan kanat çırpmıyor
Bir çocuk ağlıyor gizlice
adı kayıtlara “kayıp” diye geçecek.
Oyuncağı hâlâ enkazın altında,
ve gülüşü evrenin en sesiz köşesinde
Ben sustum.
Çünkü bazen susmak da bir isyandır
Bazen bir şiir yazmak
dünyayı yeniden kurmak kadar ağır gelir insana.
Gökyüzü hâlâ mavi,
ama biliyorum
bir yerde bir annenin duası
o maviliğin altına gömülmüş bir feryat gibi yankılanacak
Ve eğer bu evrenin bir yazarı varsa,
bilsin ki:
en çok acı çekenler
onun dipnotlarında unutulmuş kahramanlardır
Tanrı, bu gece yine sustu
Belki aşkı biz yanlış telaffuz ettik
Her dua eksik bir cümle gibi döndü göğe,
her sevda yarım kalan bir ayetin içinde boğuldu
Kimi sevsem
onda bile senin yüzünün sureti vardı.
Sevgiyle imtihan edilir mi hiç insan?
Oysa ben sevmeyi ibadet saymıştım
Gözlerimin önünde şehir yanıyor,
ve sen hâlâ ışık diyorsun buna
Küllerle dolu bu çağda
kim aydınlanabilir, kim affedilebilir insanı
eteklerine yığılmış onca acıyla
Sadece ben susmuyorum
Bir kadın susuyor
aşkı alınmış, inancı elinden kaymış
Bir adam ağlıyor
diz çökmüş, ama artık dua etmiyor
Çünkü inacını yitirmiş aşka da
Ben ikisinin arasında kaldım:
aşkla yanıp, inançla küle dönen
Ve şimdi anlıyorum
Tanrı bazen sadece izler,
çünkü bazen acı bile
O’nun sözlerine sığmaz.
Beynimin çaresizliğiyle
kalbimin öfkesi aynı bedende sıkışmış sanki
birbirine sabırla bakan
iki tutsak, iki yangın
Aşka böylesine meftunken
neden aşksızlıkla sınanırım ey tanrım
Eğer bu evrenin bir yazarı varsa,
bilsin ki:
bu acının telif hakkı yok
Ve bu, O’nun insana olan borcudur.
5.0
100% (3)