Solar içimin kızılı ah ile de
Soğur ateşi yavaş yavaş
...
Ey yarama gem
İçime dem olanlar
Ey rahmetten bi haber
Üzerime yağanlar
Derya da benim
Deniz de benim bu cihanda
An içre bir an gibiyim sanki
Ne ezeli ne ebedî
Hem vallahi, hem billahi
Mekan da benim
Zaman da ben bu
dünyada
Varan kim bilinmez bu meclise
Sarık mı sorarsın sen ermişe
Taksa da boynuna yüz bin çehre
Görünmez olurmuş cemali, kör gelene
İçtim
aşk şarabın ta gözünden
Ayıkmaz başım o günden
Yemin vermişim berzah-ı alemden
Eğlenmez gönlüm seyri seyran ile
Sordum bendimi kırk kilitli kapıdan
Cem ile salik eyledim zuhurdan
Yedi kez yudum da elimi candan
Aldım ben cevabım, firkat ile
İndim esrarına nur ile
Durdum namazına Hu ile
Şol yanım döndü aya,
güneşe
Doğan da benim
Batan benim bu
dünyada
Mevla der ki geldi cevlan
Yüz sürdüm tahtına hayran
Arif olmayana hiç gelir mi irfan
Hülle de benim
Hak da benim bu cihanda
Girdim dergaha vacip ile
Giydim hırkmı hicap ile
Dimağımda takva-i lezzet ile
Menzil de benim
Durak da ben bu cihanda
Vurdum yere nice mihneti
Ref ile def ettim her türlü kesreti
Azad ettim tenden,
cenneti/
cehennemi
Vardım ben vahdet-i vucuda ezhar ile
Gülizar eyledi çehremi Hu,
aşk ile...