2
Yorum
8
Beğeni
4,0
Puan
124
Okunma
Beni bu gece sen öldürdün…
Gözlerimdeki son ışığı da söndürdün.
Bir nefes gibi, bir umut gibi çektin aldın içimden,
Kalan kırık dökük hatıralar,
Ve adını anarken bile yakan bir yangın bıraktın dilimde.
Bir zamanlar seninle atan kalbim,
Şimdi kendi sessizliğine gömülmüş bir mezar taşı gibi susuyor.
Ne bir çığlık kaldı, ne bir nefes…
Sadece senden arda kalan,
Yaralı bir gurur, paramparça bir kalp,
Ve geceye sığmayan bir sızı…
Bu aşkın sokaklarında hep sen vardın,
Şimdi ise sadece gölgelerin dolaşıyor duvarlarımda.
Ben seni yaşarken öldüm,
Sen beni bir gecede tüketip geçtin.
Sana “öldürdün” demek bile az,
Sen beni her bakışınla,
Her sessizliğinle,
Her gidişinle bin kere öldürdün…
Ve şimdi biliyorum;
Ne bu şehir, ne bu gece, ne de bu hayat
Bir daha aynı olmayacak.
Beni bu gece sen öldürdün,
Ama asıl ölümü bana sen öğrettin.
Şimdi sokaklar bile bana küs.
Yağmurun sesi bile başka,
Bir tek ben varım;
Kalbimden taşan kanla ıslanmış caddelerde yürüyen.
Her nefes alışımda adın var hâlâ,
Her nefes verişimde bir kez daha ölüyorum…
Bir zamanlar umutla açtığım pencereler
Şimdi karanlığa bakıyor.
Ne yıldız var, ne gökyüzü, ne de sen…
Sadece bir enkaz gibi yıkık bir ben.
Sen gittin ya, artık kimse dokunamaz bana,
Kimse yaralayamaz bu yüreği senin kadar derinden.
Senin ihanetin, senin gidişin
Bütün ölümlere bedel bir son oldu bana.
Ve bil ki;
Bir gün sen de bu şehri dolaşırken
Kokum sinmiş rüzgârda karşılayacak seni.
Gözlerinde benim gibi yanan bir yangınla
Adımı anacaksın sessizce.
Ama ben orada olmayacağım.
Çünkü beni bu gece sen öldürdün
Ve bir daha kimseye dönmeyecek bu yürek.
Bu gece son gecem olsun…
Bu gece son nefesim olsun…
Bu gece senin adınla yanarken
Bir daha kimseye bakmayan
Bir mezar sessizliği olsun içimde.
4.0
100% (1)