1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
139
Okunma
Bir avuç kül kaldı elimde,
Rüzgâr savurdu yönsüz sokaklara.
Gözlerimde kırık bir ufuk,
Ve içimde suskun bir devrim.
Taş duvarlar bile unuttu adımızı,
Gecenin göğsünde yankımız soldu.
Bir sokak lambası titrek bir anıyı tuttu,
Ve gölgeler, yitip giden sevdaların ardından yürüdü.
Bir kuş, kanadına sığmayan bir acıyı
Taşıdı kaybolan ufuklara.
Bozkırın diliyle konuştu rüzgâr,
Her hecesi, toprağa gömülü bir yemin gibi ağır.
Gecenin taş yüreği ansızın çatladı,
Yarım kalmış dualar göğe karıştı.
Bir yıldız kayarken, sessizlik dile dönüştü,
Karanlık bile kendi yarasını gösterdi.
Uzak bir tepenin ardında sabah uyandı,
Kırlangıçlar, eksik şarkıları tamamladı.
Küller, toprağın derinliklerine kök saldı,
Ve her kayıp, yeni bir filizin gölgesinde unuttu acısını.
Küller artık rüzgârın omzunda yolculuk eder,
Sessiz sokaklara yeni hikâyeler fısıldar.
Gece biterken ufukta ince bir ışık belirir,
Ve kalpler, yeniden sevmeyi hatırlar.
Adem Önal…
5.0
100% (4)