1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
80
Okunma
Bir gün, kalbimden geçen fırtınaları,
Gözlerimde gizlenen kanlı yaraları,
Geceye düşen sessiz çığlıklarımı,
Nerden bileceksiniz?
Sokaklar sustu, ben sustum, dünya sustu,
Yalnızlığım alnıma kara yazı gibi kazındı,
Dizlerimde tükenen yol, ellerimde küskün umut,
Nerden bileceksiniz?
Sırtıma yüklediğiniz o taş gibi hasreti,
Gözlerime hapsettiğiniz yaralı hayali,
Ömrümden çaldığınız en güzel gençliği,
Nerden bileceksiniz?
Ben, her gün biraz daha eksilen bir candım,
Küller içinde yanmayan bir dumandım,
Adı unutulmuş, yarası kapanmamış bir yaraydım,
Nerden bileceksiniz?..
Geceler boyu kendimle savaştım,
Yastığıma dökülen gözyaşlarımla tanıştım,
İçimdeki boşluğu kimseye anlatamadım,
Nerden bileceksiniz?
Her sokakta bir anı, her köşede izim var,
Bir yanım kanar, diğer yanım susar,
Çığlık atsam, duymaz dünya, duysa da aldırmaz,
Nerden bileceksiniz?
Ben sevgiden yanıp kül olmuşken içim,
Siz umursamazken, ben kaybettim hevesimi,
Bir bakışa bile muhtaçken yüreğim,
Nerden bileceksiniz?
Çekip gidenin ardında kalanın hali,
Bir fotoğraf kadar soluk, bir şarkı kadar yaralı,
Ölüme yakın, hayata küskün bir kalbi,
Nerden bileceksiniz?..
Ben sustum, yüreğim sustu,
Sevda diye bildiğim her şey unuttu.
Bir ben kaldım, yarası kanayan,
Bir ben kaldım, gölgesi solan.
Artık ne yolum var, ne gidecek yerim,
Ne soracak halim, ne söyleyecek sözüm…
Beni ben yapan ne varsa aldınız,
Gözlerimdeki ışığı söndürdünüz.
Şimdi ben,
Ölü gibi yaşayan bir canım,
Kendi mezarını içinde taşıyanım,
Bir yarım, bir yangın, bir harabeyim…
Ve siz,
Hiç bilmediniz, hiç duymadınız,
Hiç görmediniz…
Nerden bileceksiniz?..
5.0
100% (1)