13
Yorum
47
Beğeni
5,0
Puan
675
Okunma

söylesem içimdekileri
bir bıçak gibi saplanacak
yine birileri şair diğerleri cellat olacak
neye inansak kanayarak dağılacağız
zembereği yaralı bir saat gibi
zamansız ve anlamsız kalacağız
çevre nesnelerde
anlamını öksüren öznelerin yükleminde
yok sayıldık
vicdan azabı gibi sırıtan mahkemelerde
günün bilge yüzünde
insanlığın ezber defterinde
şiir dışında her yerde
aziz soylu çeşmelerde bile sabıkalı sayılacağız
kör alfabelerden giysiler biçtiler üstümüze
büyük harflerin dininde münkir bir cüceydik
yanlışı da hatayı da hayatı da aynı anda
kılı kırk yararak yaşadık
kimine göre tok bir söylence
kimine göre anlamsız bir mesafe
kederini bir bohça gibi sırtına yüklemiş
bin yıllık bir yükün vebaliydik
omuzlarda taşınan
yüzümüz dedim
aynı topraklarda çürümüş kefen giysileri
dışımız siyah bir fotoğraf sergisi
göze hoş gelen renklere kapalıydık
tesadüf oyununda hepimiz
tökezleyen birer sanrıydık
acı
bir derin uykuydu bağrımızı kemiren
eskiden kalma bir miras
çekmenin de ölmenin de bir olduğu yerde
hiç bir iklimin ölçüsüne sığamadık
ölümü o kadar çok iyi tanıdık ki biz
ölürken bile hiç çırpınmadık
hep kırılgandır elimizdeki düşler
bir lokma zehirle biter
böyle başlar ağlamak
yana yana anlamaya başlarsın her sağanağı
eksik kalır başladığın her şey
bir sonla noktalanır
böyle başlar tamamlanmak
yıldızlar da söner
kimse bizi bu geceyle aydınlatamaz
üç beş gün öyle kalır öyle yazılırız
dünyanın duvarında
yararlı sayfaların arasında bile takısız
bu sabah da uyanamaz artık
yaşına sıkı sıkıya sarılı gözler
gözlerimi açsam
devrin karanlığı başlayacak yine
birileri aydınlıkta kör
körler ülkesinde ışık olacak
_boran
5.0
100% (16)