1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
135
Okunma
O İşte…
Birini kalbine lâyık görüp,
onu sevdiğine kendini inanmamak
dünyanın en saçma,
altı boş uğraşıdır.
Onun karşısına “sen” kimliğiyle dikildiğin an
yaş almışsındır.
Ömürden o kadar şey eksilmiştir ki
tamamlanması için
en ufak bir çaba göstermemesi
insanı acıtır.
Düşünsene,
hayatın çöp kenarına bırakılan elbiseler gibi
hâlâ birinin sevgisi
kokusu üzerine sinmiş,
çıkmıyor…
Bazen de bir evin iki sevimli kedisi gibi,
arada bir dalaşır,
sonra kendi köşene çekilip uyursun.
İnsan uyuyunca kötüler de uyur sanırdım.
Bunu annem öğretmişti:
“Uyu, baş ağrın geçer.
Uyu, gördüğün kötü düşün etkisi çıkar;
başka güzel düş görürsün…”
Ama bil ki,
çok acemice sevmek
çok acı getirir.
Anlam eksikliği
ve kahrolası suskunluktan öte
yalnızca bir toz bulutusun.
Bundan sonra
uyuyarak kendimi kendimden unutturmayacağım.
O işte…
O dokunmalı ben uyurken saç tellerime,
üşüyen ayaklarıma yorgan çekmeli.
Hatta evin içini
en derin sessizliğe hapsetmeli.
Razıyım.
Firar etmez duygum artık…
22-08-2025
İST
5.0
100% (4)