0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
44
Okunma
(Kalbinin izi kalbimin üzerinde...
Söylesene, bu iz tanıklığa yetmez mi?)
Çağrıldılar...
İsimleri tek tek okundu geçmişin göğünden:
Hatıralar, sözler, dokunuşlar, vedalar...
Hepsi tanık kürsüsüne alındı.
Ama hepsi
Eksikti.
Biri dedi ki:
“O seni hiç sevmedi.”
Bir diğeri dedi:
“Sen fazlasını hayal ettin.”
Ama kalbimde hâlâ
Gülüşünün izi duruyordu.
Ve ben fısıldadım içime:
“Bu iz, bir ömre tanıklık eder.”
Tanıklar yalan söyledi o gün
Çünkü aşkın gerçeği
Yalnız iki kalbin arasında saklıdır.
Ve dışarıdan bakan göz
O yangını sadece duman sanır.
Ben o gün susmadım
Ama konuşmadım da.
Sadece göğsümün en sol tarafında
Bir titreşim taşıdım
Senin kalbinden kalbime düşen
O ilk iz gibi…
O iz ne zamandı,
Bir bakış mıydı?
Bir dokunuş mu?
Yoksa ayrılırken içimizde kalan
O söylenmemiş "kal" cümlesi mi?
Kalbinin izi
Kalbimin üstüne işlendi
Ve bu, ne bir suçtu
Ne de beraat isteyen bir sevda.
Bu, sonsuz ceza:
Seni sevmeye devam etmek.
Tanıklar sustu sonunda,
Kelimeler kurudu dudaklarında
Çünkü kalp sustuğunda
Hakikat hüküm verir.
Ve ben kalbimin üstünü gösterdim hâkime:
“Bak” dedim,
“Kalbinin izi hâlâ burada.
Bu iz tanıklığa yetmez mi?”
Son karar yazıldı göğe:
"Tanıklar yalan söylese de,
Kalbin izi asla silinmez."
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(6 Şubat 2025)
5.0
100% (1)