0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
144
Okunma
"Çekilip kabuğuna inci ol,
Zira her kabuk incisini korur."
Tenim, kokunun yayıldığı toprağını özledi
Bil istedim,
Kalbimdeki yerin, kalbin tamamıdır Züleyhâ.
Bir gölgenin rüyasıdır insan,
Aradığında geriye ne kalır lisan,
Aramayı bıraktığında ne de kalır ihsan...
Aradığın, seni arayandır Züleyhâ!
Unutma,
Kağıttan gemilerde taşıdım kalbini
Kaptanı olduğun deryada,
İltica ettim ruhunun mabedine
Cebimdeki son bilet parasıyla
Yöneldim ruhunun minberine ...
Mabedim sensin,
Kalbimin tapınağına ektin solan güllerini
Bilmezdim çare sendin,
Çaresizliği sen gidince öğrendim.
İncelir göz bebeklerim gittiğinden beri,
Seyir defterine yazmışsın anılarımızı
Okudum,
Sana aşık olmadan önce
Semadan dökülen yıldızlara kazıdım
Sen kokan ruhumun minberine yasladığım ismini...
Gökyüzünde yürüyen bulutlar,
Yeryüzünde nefessiz kalan kalbim şahit
Sen kokan yüreğime.
Geçmişin izlerini yakarken,
Beni hapsettiğin Yusuf’un atıldığı zindandan
Tırnaklarımla kazıdım geriye kalan maziyi
Öyle çıkabildim tutuklu kaldığım sol yanından
Bir yanım kanlar içerisinde
Bir yanım ise kabuğuna çekildi
Bil istedim...
Geçmişin izlerini sayfa sayfa yakarken,
Kainat gülümseyerek incinmişsiniz, dedi
Halbuki;
İncinen kalbim/n olsa zaman telafi ederdi,
Zamanın aşk kadranına rağmen
Cemreler altında sol yanına bir buse kondururdum.
İncinen ruhum/n olsa kor ataşta yanmaya razı olur,
Cennet gülleriyle döşenmiş yolunda aşkın bekçisi olurdum
Ama incinen kabuğuna çekilen aşkımız oldu sadece...
HABİB YILDIRIM (BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA)
(1-2 Haziran 2025)
5.0
100% (2)