Ben yürüdüm...
Kül rengi sabahlardan, taş döşeli gecelere,
Omzumda suskunluğun ağır ipleri,
Bir elimde geçmişin yankısı,
Diğerinde kırık bir dua taşıyordum...

Aydınlanmak istedim ilkin.
Cehaletin dibinde gizlenmiş bir yıldız gibi
Karanlığın kalbine meşale olacaktım.
Ama orası...
Orası yıldız yutan bir kuyuydu...

Her sözüm kırıldı,
Her bakışım burkuldu.
Aşk diye sunulan şey
Bir ateşin ortasında
İçime çöken bir zelzeleydi...

Ve o aşk...
Ben aydınlığa yürürken
Gölgemi benden aldı.
Işık gibi geldi,
Ama alevdi,
Yaktı,
Geçti,
Gitti...

Ne ben kaldım,
Ne benden geriye kalan…
Diz çöktüm rüzgarın önünde,
Gözlerim, toprağın sessizliğini okşadı,
Ve anladım:
Bazı yollar dua değil, lanet doğurur...

Karanlıklar sardı etrafımı,
Ama en çok içimdeki ışık öldü.
Bir kandil gibi yandım
Kendime.
Hiçbir rüzgar söndürmedi beni,
Çünkü içimdeki yangını
Ben ateşledim...

Siz,
Ey ışığı taklit eden karanlıklar,
Ey din, bayrak, vatan deyip
İnsanı unutanlar,
Ey taş olmuş yüreklerin efendileri!

Ben artık sizinle aynı hikâyeye
Adımı yazdıramam.
Ben ki,
Küllerimle yeni bir anlam ararken
Ağlayan toprağın ninnisini duydum...

Merhametin sıcaklığına yürüyen
Yorgun bir ruhum ben artık.
İnsanlığın kırık çan seslerinde
Kendini yitirmiş
Ama yitirdikçe bulmuş bir yolcuyum...

Ve gidiyorum...
Yalınayak,
Ama ağır adımlarla.
Karanlıklarınıza değil,
Göğe bakan suskun ağaçlara,
Suya yüzünü veren taşlara,
Toprağın bağrında sabırla bekleyen tohuma gidiyorum...

Ben ki artık,
Aşkın ne olduğunu unuttum.
Çünkü aşk bana;
Yakılmak, unutulmak,
Sonra da suçlanmak olarak öğretildi...

Ey coğrafyası kalpsizlerin,
Benim gönlümde
Örümcekler bile dua ederken,
Siz hâlâ kanı putlaştırıyorsunuz...

Beni yok sayın.
Ama bilin ki
Küllerimin arasından
Bir gün sizin gölgelerinizi
Yutacak bir ışık doğacak...

O gün geldiğinde,
Ben çoktan
Rüzgarla göğe savrulmuş olacağım.
Ve siz hâlâ
İçinde insan olmayan
Bir haritaya tapanlar olacaksınız...

Eyvallah.
Sonsuz karanlıklarınıza
Bir avuç şefkat bırakarak gidiyorum.
Belki bir gün
Siz de yanarsınız
Ama bu kez
Aydınlanmak için...

Erol Kekeç/02.05.2025/Namazgah/İST