1
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
550
Okunma

Bir zamanlar doğar iken güneş,
Aslan kükremesiyle uyanırdı dağlar.
Yiğitler söze başlar, mertlik tartılırdı,
Vicdan terazisinde ağır basardı hakikat...
Şimdi sor ey zamanın oğlu:
Nerede kaldı o huzurlu sabahlar?
Ne zaman sattık mertliği üç kuruşa?
Ne vakit eğdik başımızı sahte taçlara?
Deveye sordular:
"Şikâyetin ne ey uzun sabırlı?"
Başını kaldırdı gururla ve dedi:
"Sırtımdaki yük değil ağrıtan ruhumu,
Başımızda yürüyen eşekler var,
O yakıyor içimi, o dağlıyor omzumu."
Ve kervan yürüdü…
Önde çürük liderler, arkada yaralı kalpler,
Eşeklerin nal sesine karıştı
Aslanların boğuk suskunluğu...
Eşeğe semer vurdular,
Üstüne altın işlediler,
Sırtına soytarıların kılıcını taktılar.
"İşte kralımız!" diye bağırdılar,
Ve herkes alkışladı...
Bir tek deve gözyaşını yuttu.
Bir tek aslan çığlığını içine gömdü...
Yiğitler sustu,
Yiğitler küstü,
Yiğitler kırlara çekildi.
Ovalar eşek anırtısıyla inledi,
Şehirler köpek havlamasıyla doldu.
Aslanlar dağlara sığındı,
Ve biz,
Güneşsiz sabahlara uyandık...
Kervanda bir zamanlar yol sorulurdu akıllıya,
Şimdi yol gösterir cahiller cümbüşü.
Bilir misin?
Hakikati haykıranlar zincire vuruldu,
Yalana methiyeler düzene ödüller verildi...
Dürüst olanla alay edildi,
Onurlu olan açlığa mahkûm edildi.
Boyun eğenler kürsü kurdu,
Eğilmeyenler mezara yollandı...
Çünkü bu kervanda:
Doğru eğri oldu,
Eğri kutsal oldu.
Çürümüş akıl, kutlu akıl sayıldı.
Ve maskaralar ilah ilan edildi...
Ey zaman!
Şahit ol:
Aslanların dişleri kırıldı,
Pençeleri köreltildi,
Özgürlükleri zincirle tartıldı...
Korkaklar ordu kurdu,
Dalkavuklar vezir oldu.
Ve biz,
Suskun gözlerle seyrettik bu rezaleti...
Deve yine sordu:
"Nedir yükümün acısı?"
Ve cevap verdi kendi kendine:
"Benim yüküm haksızlık,
Benim yüküm utanç,
Benim yüküm kervanın önündeki eşeklerdir."
Eşekler yürüdükçe kervan yoldan çıktı,
Çöllerde susuzluk başladı,
Gökyüzü dumanla kaplandı,
Çünkü
Rehber olan eşekti,
Sadakatle yürüyen deveyi azarlardı...
Bir köpek havladı:
"Yaşa kralımız!"
Bir eşek anırdı:
"Özgürlüğümüz var!"
Ve kervan birbirine bakarak ağladı.
Ama ağlayış da sessizdi,
Çünkü korku her dudağa pranga vurmuştu...
Aslan sustu.
Kükremedi.
Çünkü biliyordu:
Kükrese bile duyamayacaklardı
Alkış tutan sağır maskaralar...
Ey yiğit!
Bugün sussan da,
Yarın kükremeye mecbursun.
Çünkü köpeklerin saltanatı uzun sürmez,
Çünkü eşeklerin bayramı günü birliktir...
Bir gün,
Aslanlar geri dönecek,
Dağlar tekrar yankılanacak,
Ve deve,
Boynunu dikerek yürüyecek...
Çünkü:
Hak batıra benzemez,
Bataklık çiçek açmaz,
Ve güneş,
Maskaraların yüzüne doğmaz...
Tilhabeşlifilozof/25.04.2025/Namazgah/İST