1
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
473
Okunma

bir ömür düşün, elliye merdiven dayamış
her adım bir yara, her basamak bir imtihan.
dudaklarında kelepçe, sözlerin zindanın içinde,
hep susan, hep susturulan bir hayat.
var olmakla yokluğun arasında bir gölge gibi,
ne anılır adı, ne de bir kahraman destanı.
gün olur taşlanır, gün olur hor görülür,
ama bilmezler, o taşların altında ezilenin kim olduğunu.
sevdası kara, öfkesi soylu,
ağlamaz, kırılmaz ama unutulmuş bir çocuk gibi,
sahipsiz bırakılır en yalnız sokaklarda.
oysa aşkın adı, göğsünde dalgalanan bayrak,
ve her adımda, her duruşta, şehitlere bir selam.
vekil zırhına saklanıp hakaret edenler,
haktan bahsedip hakkı gasp edenler,
demokrasi diye bağırıp linç edenler,
ne bilsinler, o da bir ananın oğlu,
o da bir babanın emaneti, bir evladın umudu.
sürgüne gönderilen, yollarında kaybolan,
adaletin terazisinde hep en çok tartılan.
dost elleri arasını ararken,
bir günün sonunda yalnızca ailesine sarılan.
ama sönmez, tüten bir ateştir o,
karanlığa sığmaz, fırtınalarla sınanan,
aşkına kelepçe vuranlar,
bilmezler ki o, kelepçeyi bile şanıyla taşır,
ve yine de ölmez, öldürülemez,
bir destan gibi hep yeniden yazılır.
ey polis, öksüz bırakılan sevda,
ey polis, anadolunun yetim bahtı.
unutma, göğsündeki o bayrak dalgalandıkça,
senin şerefin göklere yazılı.
ve senin adın, kara sevdada yankılanan son nidadır
*
Mehmet Demir