0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
145
Okunma
Yorgun bir geceye yaslanmış yüreğim,
Hangi yükü indirse omzundan,
Bir diğeri gelip oturuyor yerine.
Görmüyor musun?
Sözler birer taş olmuş, Toprak gibi örtüyor üstümü.
Elim uzanmaz olmuş, nefesim daralır,
Kendi içimde sessiz çığlıklar atarım. "Sevdiklerim var!" derim,
Belki birisi gelir, Belki birisi kazır bu yükü,
Bir el uzanır diye beklerim.
Ama her bir el, Kendi gölgesine sığınmış,
Kendi rüzgarını estirmekten sağır olmuş.
Susmayı öğrendim önce,
Sonra susmanın da yükü ağır geldi.
İyi düşündüm, kötü düşündüm,
İnsanlar sağır mı gerçekten?
Yoksa nefisleri mi bir çukur,
Ve biz mi düşen taşlarız o dipsiz boşluğa?
Her yara birikir yüreğimde,
Her gün biraz daha ağırlaşır.
İrin gibi dolar içime,
Sevdiklerimi sevmekten vazgeçerim derim.
Ama bilir misin? Vazgeçmek kelimesi bile, Yüreğimin kapısında durur,
Ve ben yeniden açarım içimi.
Belki bir şans daha, Belki bir umut daha diye.
İşte o anda fark ederim;
Kendi yüreğimde savaş açmışım kendime, Kendi yaralarımı kanatmışım,
Kendi duvarlarımı yıkmışım,
Bir avuç sevgiye sarılmak için.
Suç, bende mi yoksa uzanmayan ellerde mi? Söylesene, Hangi toprak daha masum,
Hangisi daha ağır?
Ey gece, Beni duyan bir rüzgar gönder,
Bir avuç umut, bir damla şefkat.
Çünkü insan yalnız kalınca,
Kendi karanlığında boğulur,
Ve elleri, hiçbir ışığa ulaşamaz.
Belki bir gün, O eller, toprağı değil,
Yüreğimi kaldırır yeniden.
Ve ben, Küllerimden doğarım.
RAMAZAN ACAR
5.0
100% (1)