0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
271
Okunma

Nerdeyim ben?!..
Böyle bir ılıklık, hiç tanımadığım;
Nerden çıktı böyle?..
Şefkat dedikleri şey herhalde…
Hep ısıyla bağlantı kurarlar ya arasında!..
Eğer öyleyse, evet o sıcak kesinlikle var burda;
Birkaç dakikadır içinde yuvarlandığım…
Hiç tatmadım onu önceden…
Yanılıyor da olabilirim tabii…
Arkadaşlarımın yanındayken
İçine sızabildiğim birkaç kare
canlanıyor gözlerimde…
Nasiplendiğim birkaç ışık huzmesi
Yanağıma vuran,
Onların gözlerini ödünç veren bana
Birkaç dakika da olsa…
Hatta bir annenin başımı okşayan eli…
Onu bile ödünç almışlığım var,
Şanslı sayılırım yani…
O annenin arkadaşıma
“Ne tatlıymış arkadaşın” dediği
bir sahne…
Beni koyarak içine,
Yumuşacık bir bulutun…
Şimdi hatırlıyorum da
Bölük pörçük de olsa;
Tatmışlığım da yok değil yani aslında
O ılık, sarıp sarmalayan şeyi,
Şefkat dedikleri…
İşte ona benzer bir şey var burada da…
Nerden, nasıl geldim, bilmiyorum ki?!
En son kötü bir şey yapıyordum yine,
Karanlık adamlığa soyunuyordum.
Yıllar önce arkadaşımın annesinin
Bende bulduğu o tatlı çocuk olmaktan
soyunuyordum en çok da…
Karanlığa boğuyordum güneşimi.
Çünkü boğmazsam içimdeki
O bir gıdım aydınlığı,
Yolumdan alkoyardı beni;
Yüzünü bahara dönen
İçimde kurudu kurayacak o birkaç çiçek
Gedik açarlardı zırhımda,
Çocuk gülümsemesi gibi
İçimi bir hoş ederlerdi.
O dükkanın kapısını kurcalarken
Gecenin bir köründe;
Tam beklediğim o çıt sesini duymuş,
Ganimete konmak üzere bir savaşçı gibi
Ağzım kulaklarıma varmış,
Karanlığı yaracak kadar
Pırıltılara boğarken ortalığı dişlerim,
“Afferin koçum” diye tebrik ederken kendimi…
Evde guruldayan mideleriyle
Beni bekleyen o insanların hayali gözlerimin önünde,
Gülüşüm daha beter zorlarken dudaklarımı,
Ağzıma sığmayacak kadar…
Birden o karanlık daha da yoğunlaştı,
Önceden hayal meyal de olsa seçilebilen
Tüm şekilleri yok etti.
Başımda sert bir şeyin teması,
Pat diye bir ses eşliğinde…
Arkasından da belli belirsiz o sızı
Ve sıcacık akan bir şey sonra,
Şefkat gibi o ılıklık…
5.0
100% (3)