5
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
1158
Okunma
Parlain ve uzak herkese
Islık gibi büyüyor gece
zifirî bir ses böler uykuyu
mayalanmış en eski zaman
kalbinde sımsıkı metruk evlerin paslı kapıları
şehrin varoş duraklarında aynı yorgun otobüsler
ayaklarını sürüyen hayat
canından bezmiş kafa kağıtları
herkes eksik
biraz yavan
biraz buruk
gidiyor sırasız bir sırayla
dupduru duracak bir gün
hiçbir el
eline değmeyecek- non stop-
ıf you go away çalmayacak radyolar
öylece oturup insan ölüsüne ağlar mı?
bir bir
ediyorsa iki de iki mi ediyordu bütün yarışların sonu
aynaların tiz çığlığı yansır yüzüne
ne gün görmüş duvarlar ne yeni yetme sokak
silemez sende kalan izi
bu can alıcı kalabalıkta böyle burada kimsesiz
duyup sesindeki hüznü ağlamadan durmak
ne mümkün
teessüf ile öğreniyorsun
bunca boşluk bir kalbin içine nasıl da sığıveriyor
bütün üzümleri yedim üstelik bağcı öldü