8
Yorum
35
Beğeni
0,0
Puan
1490
Okunma
Elimin altına bir top beyaz
Kefen bezinden bozma bir iyilik hâli
Kime niyet kime kısmet diyecektim
Tuttum dilimi
Belki bu sondur
Baharda her şey ulu orta yeşil bir iç döküş
Nereden baksan tutarsızlık
Nereden baksan açık saçık kahverengi
Dünyadaki açlıktan söz etsek Gazze’de ölen çocuklardan
Burnundan kıl aldırmayan umursuzluk
Sözde barış çığlıkları protesto edilen diş macunu
Annem ölmeseydi Paris’i hatta Helen’i bile severdim
Greta Garbo olmadan sessiz filmi
Şarlo’suz komedi Keloğlan’sız masalları
Vebası yüksek doz bu asır
Neyi neyin yanına yamasak çok yanlış
Retrospektif bir tarz değil snobluk desem
Hemen köşede sallanan bir parmak
Atları da vururlar dedi birisi
Susmak tek çıkar sokak, korku dağları aştı
Bence bir yanlışı düzeltmek doğruyu konuşmaktan zor
Öyle bir an geliyor çivi çiviyi sökmüyor
Ateş yıllar var sönmüyor
Hâlâ ümidim var ile umutlanıyorum
Bir cümlenin anlama bozukluğu mu
Anlatma bozukluğu mu karar veremedik
Kediler ve köpekler bir şehrin boy aynası
Birçok şeyin değişebilirliği tartışmasız zaman aşımı
Bir sevgili için evi barkı boşlayıp
Başka bir ülke La Seine kıyısında buruk bekleyiş
Şanzelize ışıklar ve şaşaa
Ne diyecektim ki mazeretim vardı aşk başka bir şey
Anne hasreti baba özlemi
Çıkıp çıkıp gelmek yeniden Kadıköy’e
Sahilde martılar Kuşkonmaz camii
Ezan sesi içimde ezilen toprak kokusu
Durmadan çağıran o sessizlik
Eski bir sahafın tanıdık sesi
Eminönü’nde balık ekmek
Bu deniz kokusu bu martı çığlıkları pek yaman
Usul usul açıyor bütün yaraları
En zoru ne diyeceksen
Burnumda jilet gibi bir sızı
Bırakıp gittiklerin arkanda değildir ya...